DOKUZ EYLÜL RUHUbiz vardık; ölümü göze alanlar tüneller açar, duvarları yıkardık... şimdi dilimizde ah (var) belimizde silah (yok) var ile yok arası üstümüze çöken zindan karası karamsar değilim; umut dolu yürek hanesi, umut insanın en güçlü cephanesi... gün gelir öfkemiz öyle bir patlar sanırsın cephedesin, şakladıkça kırbaç, vurdukça üzengiler şahlanıyor doludizgin atlar yürüyor ordusuyla başkomutan Mustafa Kemal; mevzilerinden kılıcıyla atılıyor öne ateş ve ölüm kusuyor toplar, tüfekler tanklar mavzerler süngüsüyle kılıcının işaret ettiği yöne! bre hainler siz o zaman görün gününüzü kim kurtarır sizi, hangi çukura saklar ölünüzü; gelen Mustafa Kemal’in ordusu girseniz de deliğine iğnenin tam isabet vurulacak kırılacak iğnenin yurdusu! biz düşmanı sökeriz; yaranı dikemezsin bir Büyük Taarruz’la başına kartal olur çökeriz! bırakır mıyız peşini izleriz adım adım; bir Dokuz Eylül günü Ege Denizi’ne döktüysek bugün de yarın da düşmanı biz her zaman her yerde dökeriz! çekeriz şanlı bayrağımızı göndere selam olsun kahraman Mehmetçik’ten başkomutan Atatürk, şanlı büyük öndere! Şaban AKTAŞ 29.08.2011 |