Gölgelerim
Her bir dalda bir gölgem asılı
Ve onların zarif acıları… Düş kuyusuna düşmüş maskem, Sadece rüyaları görebiliyor artık… Kıyıma vuran bir çıplak bir beden, Umut fallarından kopmuş gibi, Hayallerimle sarılabiliyorum sadece, Kaç bin gün üstüme yığılmışken, Ve o günlerin saatleri arzularımı didiklerken… Kılık değiştiren cümleler işte yeniden, Kimi zehirli, dilleriyle zamanı sokan, Uyuşturan anları, Her sözcükte koyu bir ruj lekesi, Köşe başlarında sahteliklerini pazarlıyorlarken. Yine bulanıyor ruhum, Sahte kuyularda biriktirilen cümleleri gördükçe, Oysa yağmurun terlediği gibi olmalı damlalar, Düşün terlediği gibi. Yoksa darağacında bir cümle neden çırpınsın ki, Duygusunu kaybedeceğim diye. Yoksa bir cellat neden şair olur ki, Tüm günahlarını temize çekmek için, İşte o tertemiz cümlelerle… Kıssadan hissem de kalmadı avucumda, Yine söylenip duruyor dilim, Odamda ben, bende oda, Karanlıkta ben, bende karanlık, Mum, tutkularım üfleyince yanar, Yine görünür usumda o ucube cümleler : Anılar ne cümleler doğuruyor. Her dalda bir gölgem asılı, Kimi kuruyan, kimi düş veren, Düşmeden önce toprağın kitabına… OKtay Coşar |