sen uyuyordun
____
çift su verdiğim çelik sırtı sancılardan düşüyordu özlem uçurum morunda saklı türküleri dizyordum ışığına bu kancık ay ın sen uyuyordun ve yapıştırıp ciğerlerime yosun kokusunu ince bir yol çiziyordum yakamoz düşlü yarınlara tüm renkleri teker teker çakıp siyahın göbeğine döşüme mutluluk mayınları döşüyordum/ ölmüyordum ____zamansızım hiçlikte savrulan yaprağım açım üşüyorum ve hep sana düşüyorum topal gece sar hadi susamışlığımı ve göz kapaklarını mevsime kapatan akasyalar eylül rengi yitikliği de göm artık toprağın nasırlı ellerine diyordum sen uyuyordun... . .. ... ve ben adı maviye çıkıp kırmızı yazan serseri mermi vasiyetsiz kopuk duvar dibi yalnızlığımı bırakıp yağmur gözlü çocuklara parmak uçlarından kayıp kederin geleceğim diyordum sen uyuyordun... |