Seviş Meydanı Yarası
Çifte ölümü kutladım dudaklarında.
Siyahı çok sevdiğimden olsa,kirpiklerin, çizdi beyazıtılmış yanaklarımı. Öptüm Yası tutulmuş, Neşesi sağılmış gözlerinden akıttıklarını. Ben sağdım. Saçlarındaki kullardan, Bir acı,bir tatlı akıttım. Dibini görebileceğin kadar Yukarılardan saldım kendimi aşağılara. Yükseklik korkum nüksetmesin diye (Aşağılık kompleksi vardı benim aşkımın.) Yerlere indirdim hayallerimi. Bakire bir günah var benim tenimde. Henüz işlenmemiş,ham,duruyor öylece. Günahkar bir sofunun küfürlü ayeti gibi Cehennemde donuyor kalp sızıntılarım. Dudaklarından bir bal emiyorum. (En çok Van Gogh’a borçluyum.) Hüzün rengi hırsızı bir şizofrenik aşk vak’asına kızıp Kesiyorum sözlerini, Duymuyorum,çalarken en sevdiğin rengi. Karnımda epeydir karıncalanan Bir suskunluk vardı. Doğurduğumda 3 aylık prematüre acıyı Mora yakın bir renk aldı dudaklarından akan bal sarısı. Çifte ölümü kutladım dudaklarında. Yeşili çok sevdiğinden olsa,gözlerim, Aktı dün gece yarısı avuçlarına. Eğilip bir beyaz kadın kirli sulara, Aşık oldu kendi yansımasına. Esmer bir gökyüzü düşlemiştim ben. Kimseler görmesin diye öptüğümü. "Savaş meydanı" vardı. Seviş meydanında yara aldım ben, Öperken göz kapaklarını, İndirilmiş kepenkler gibi, Korumaya çalışırken bebeğini, Sırtımdan yara satın aldım , Düşlerimi satıp. Beni saç diplerine göm. Kırılmadan önce büyümek istiyorum. Kokunu yitirdi avuç içlerim. Ellerimi ter kokuna göm. Hiç durmadan sızlanır gözlerim. Su olsam içmeyeceksin beni. Hava olsam sızamam içinden içeri. Kara oldum. Ağladım ,kapkara oldum. Basmadın bana. İşte bu kadar düşmansın adıma. Bu gece aradım boynundaki yarayı. Bir o kadar yakınımda, ,Ki bunun adı düşlemek, Uzağımda olan cezayı Çektim çektim bitmedi özlemek. Sinem Sal |