aşıkafasına kabak takmış ademler öyle oyulmuşlar ki yerli kaya gölgelerinde dinlenmedeler hep koyunlara mı olur kuşluk vakti diyerek sağım zamanı kabaktan tat vermekteler... hıyarlığın alemi yok senden keman olur mu seranadında bağladılar kellelerini yün cambazının tek telli halaç’ına akıl bu ya ha tüy ola ha ses çıka itibar edilen;gövdeleri sağlama almalarda... ne zaman icad eylendi gübre makinası evveli var her işin içine kim ederdi göbeksiz marulların benizlerinden belli bunların sarımsı sarımsı... haberiniz ola,son tohum kuşağı bu kuzey ülkelerinin birinde çelik kasalarla gömdüler yedi kat yerin dibine nohut kadar kalınca kafalar şaşırmayın en iyisi yeni dünya aşılayın... kasım |