Mutluydu Bir ZamalarMutluydu Bir Zamanlar Eskidendi çok eskiden Küçük bir kız vardı Mahalle aralarında oynayan Şarkılarla ip atlayan Gülünce gamzeleri çıkan Mutluydu bir zamanlar Yoktu belki Çeşit çeşit kıyafeti Bin bir çeşit oyuncağı Bir entarisi vardı pembece Rengi soluktu birazca Sandaletler ayağında Beyazdı ama kirliydi Belli olmuyordu rengi Bir de bez bebeği vardı Hiç elinden bırakmadığı Sevincini hüznünü paylaştığı Mutluydu bir zamanlar Yoktu belki de Çok fazla şeyi Ama mutluydu işte Rengi soluk elbisesiyle Küçük bez bebeğiyle Mutluydu bir zamanlar Küçük bir evde yaşıyordu Bir annesi vardı Çok şey bilmezdi Ama mutlu olmayı bilirdi Şükretmeyi de… Bir de babası vardı Gece gündüz çalışan Ama hep mutlu Hayat dolu, mücadeleci Bir küçük kardeşi vardı Kıskanırdı onu Kavga ederlerdi Sonra barışır kucaklaşırlardı Mutluydu hayatından Mutluydu bir zamanlar Şimdi aynada baktı kendine Yüzünde derin çizgiler Yaşlanmıştı oldukça Eskileri hatırladı Döküldü gözlerinden yaş taneleri Sahi gamzeleri var mıydı? Uzun zamandır gülmüyordu kendine Göremiyordu gamzelerini de… Mutlu olduğunu düşünüyordu Parası, evi, itibarı her şeyi vardı Ama yoktu derdini anlatacağı biri Bir eşi vardı ama oda ölmüştü Bir evladı bile yoktu Hayatı paylaşabileceği Yoktu kimsesi yapayalnızdı şimdi Kariyer istedi çocuk bakmak istemedi Ama şimdi evlat hasreti vardı içinde Ama her şey için çok geçti artık Kendi seçmişti bunu Kendi yalnızlığını kendi yaratmıştı Yıllardır ne annesinin Ne de babasının mezarını ziyaret etti Zamanı yoktu Toplantıları vardı çünkü Zamanı yoktu Şimdi olduğu gibi Aramamıştı yıllarca kardeşini Ancak cenazesine gidebilmişti O da birkaç saat Yine kıskandı onu Ölmüş kardeşini Mutlu kapamıştı hayata gözlerini Ama o pişmanlıklarla Ve yalnızlıklarla doluydu Son kez baktı aynada kendine Kalktı ayağa, gülümsedi kendine Aynadaki yansımasını okşadı Sonra balkona yöneldi Uzunca baktı gökyüzüne İlk ve son kez kokladı denizi Sonra ‘Affet’ dedi ‘Affet BENİ!’ Haykırışıyla bıraktı kendini Daha önce olmadığı kadar derine... Beyza OKGİL 19.08.2011 |