IRGATTIK
IRGATTIK
İstiflendik kasalarda Giderken ekmek kapılarına Düşüp saçıldık otobanlara Salçalık domatesler gibi ezildik Ölümün unuttuğu ihtiyarlar Yakarırken allaha. Kovulduk kentlerin gümüş kapılarından Gece yarıları Uyurken beyler altın uykularında Uşaklarınca. Çürümeye başladı düşlerimizin çerçeveleri. Korkak gölgeler gibi dolaştık Tarlalarda, üstümüze çiy düştü Otların şarkısıyla ay batarken Ağustos böcekleri sustu. Biz başladık çalışmaya Karıncalarla canyoran sıcaklarda. Mutluluk bir meteor gibi yalayıp geçti bazen Çocuklarımızın üzüm irisi gözlerini. Ay önünde bulutla iş kazası haberleri verilirken Açlık yorgunluk felaketti Renklerin hırçın çocuğu cırtlak sarıyla Susmamız fırtınaydı Konuşmayı siz düşünün. Yastıklarımızda bıldırcın ötüyordu Keskinleştiriyordu duyguları Unutmuştuk mevsimleri Kışınki köynek sırtımızda dururken Ölüm ve açlık hep bizi buluyordu Biz göçün çocuklarıydık Açlığın çocukları, bir acı çığlık. |
çok beğendim...
sevgilerimle...