SİSLERİN ARDINDANyıkılan ömrün soyağacını çıkarıyor zaman… …… dizleri kanayan bir mevsimin kırıklığında tüm sancılar üşüyen ellerimde yağmur bulutları alıp götürün beni kırlangıçlar en kurak çöllere gömün ve tüm yaşayanları öldürün utansın dünya!… ayağımda eski zaman şarkıları yüzümde annemin işaret parmağı gitmeliyim buralardan… bu şehrin sokakları viran bu şehrin kaldırımları kötürüm içimi tırmalayan kedi bana tuzaklar kuran ucube ..... karanlık… güdümsüz mermi nerden çarpacağı, nereye vuracağı belirsiz hep söylerdi babam ” yaşamak değil, zor olanı ölememek ” öyleyse haydi el ele verelim vakit varken ölelim… üşengeç bir umudun yüzünden inleyen kemanın tellerinden muzdarip ruhum gözleri dumanlı tepelerin karlı dağların yamacından vuran / yalnızlık ağlatmadan çakıl taşlarını… lime lime parçalarımı sürüklemeden seller uçuşan saçlarımı yolmadan kötümserlik bu şehrin zulmü kelepçelemeden gözlerimi kaçmam gerek… ....... sen... sislerin ardından çıkıp gelen ay bakışlım, suna gülüşlüm boynu sümbüllüm… alnı peygamber çiçeklim yoksa… “umut” mu senin adın söylesene! ziyan olmadan ömrümün nevbaharı tekrar güverir mi dallarım… Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan Sevgili Arkadaşım BENSENO’ya ve güzel yüreğine sonsuz teşekkürler ederim..Her daim Sevgilerimle..Saygılar........ ayşe uçar 07/08/2011 güneşlibirgündenterleyenler |
çok çok güzeldi
adaşım saygılarımlasın