Sorarlarsa Eğer
Ne iş yaparsın diye soranlara
Deniz kıyısında bankta oturan adamım diyorum Benim görevim martılara bakmak, ne kadar beyazlar diye Görevim dalgaları seyretmek, kıyıya çarparken canları acımasın diye Sağ cebimde gece, sol cebimde gündüz İkisi de bana çalışıyor gece gündüz Acıktı mı karnım iki bulut yer doyarım O da olmadı denizden bir parça kopartır, kalanını umutlarıma veririm İki düş görür gülümserim Acılarımın kırkı çıksın bırakacağım bu işi Ne yaparım sonra bilmiyorum Belki bir cümlesinin sonundaki üç nokta olurum Belki bulduğum bir parantez içine saklanırım Yüzünü anımsayamadığım bir kadının elleri olurum belki Yüzünü anımsayamadıklarımın düşü olurum belki Azalıyor içimdeki sihirin gücü Pollyanna’dan beklediğim mektup da gelmedi Cumartesi Pazara küstü İlham perileri de grevde, alamadıkları için bekledikleri coşkuyu Ben yine misafirim kendime Ayrılık lekeleri de ne yapsam çıkmıyor tenimden Ne diyordum? Sorarlarsa deniz kıyısında bankta oturan adamım Hatıralarımın solgun yerlerinden atıyorum denize Gözlerimde her an gidecek gibi duran bir kadın dudağı Yanı başımda ağrısız sevişmelerim Ve baştan, en baştan hecelemek istiyorum hayatı En baştan sökmek istiyorum tutkularımın alfabesini Zor biliyorum, Gecelerimde bunca falçata izi varken, Dallarım kaç mevsimdir yaprak vermezken, Ama yine de, Yakışırdı bana kundaktaki uykularım. Öyle işte, Sorarlarsa eğer, O adamı, Hani o tabloda bankta oturan, sadece sırtı ve kasketi görünen adamı, Daha önce hiç görmediği bir rüyasında kaybolmuş deyin Oktay Coşar |