Kehribar Taşıyıcısı / Gülün AdıYitirilmiş mazilere buruk cam kırığı mavidir, Gül kokar öyle ki ağlayacaktır baykuş kanamışlığa. Evrene küskün suçsuz gökyüzü saçlı bir çocuk delidir. Karmaşık dağların okyanus parçaları yanar sönerdir. -Aykedisi zulmün gözbebeğinde göçmüş bir can sığınağı. Bir düşsüz siyah-beyaz sokakları yakmıştır boyuna. Bebekliğin masum-sarhoş öpüştüğü sızı, kumrulu esrik. Bir mana uçurumdaki senfoni orkestrası gibi martılı, Bir yürek geceye açan kırık ayçiçeği günlüğü; rüzgarlı. İsimsiz, cisimsiz, şehirsiz ve şiirsiz; daima hepimizdir elvedalar. -Papatyakedisi selam çakar sarı-sıcak sarmaşığa çırpınır durur. Bir fahişe suçsuzluğu uçuşmuştur uzay yollarındaki hikayeye. Yani ki bir güvercin el eder mevsimi toprak bakışlı bir ada vapuruna. O uçar ağlamak göğsünün ötesinde dönen sancısız yeldeğirmenidir. Bıyıklarında sürgünsüz barışsız bir rüzgargülüdür, ikircikli. Amaçsız sevdalı akar durur gözyaşı nemi alev alır bir çınarda. Işık yılı gözlerinde sınırsız bulutsuz diyalektik bir yelkenli. -Yağmurkedisi mırıldanır el vermiş bir vedanın şiir yutmuş burukluğuna. Ve gül’ün adı hangi zamanda bir bebek kırlangıçmavisikedi’nin pençekalbine sığacak kadar büyüyecektir pamuğunda? |