Anneme
Ucunda bırakmışsın izmariti
Kül tablasının yine. Yine ellerinden sarkmış acıların, Damlamış her yere! Duman altı olmuş odalar Duman altı; Yüreğin gibi anne. Yokluklara öyle alışmış gibi bedenin Varlığa tahammül edemiyor artık. Oysa ellerinde hala biraz mutluluk var! Yoksulluk kader değil ki Alnında yazsın canım annem; Ağlama! Aynaya da çok bakma öyle ‘Suçum günahım ne?’ diye. Kaç suçsuz göçüverdi bu dünyadan, Kaç günahsız hatırla Boş yere… Çöz artık bileklerini, Kurtar gözyaşlarından gözlerini Gözlerimi al anne! Uçurumun kenarına bıraktığın yüreğini de al oradan, Orada unutma sakın! Zaten gülümsemeleri bırakmışsın, Çoktan vazgeçmişsin tebessümlerden. Ne kadar uzak kalsa da acılar, Sen hep geçmişsin kederler köprüsünden! Yanında bırakmışsın efkarını Gözyaşlarının yine. Yine damlamış anıların, Dökülmüş her yere! Karabasan olmuş geceler, Karabasan rüyalar anne. Uykusuzluğa öyle alışmış ki gözlerin Kapatmaya tahammülü yok artık. Oysa kaç gecedir sancısı yok mu ciğerlerinde Bu anlamsız düşlerin? Hayal kurmayı da mı bıraktın anne? Hani özlemlerin nerede? Düşlerimi sardım tüm gülüşlerime, Düşlerimi al anne! Cebinde bırakmışsın güzelliklerini hayatın, Kara kederlere inat beyaz ceketinin cebinde! Ve yine yağmur yağmış gözlerine Hiç kirletmemişsin evi; Atmışsın içine… |