DUVARLAR
Her gece kâbus gibi, yokluğunla yaşadım,
Kaç gecedir sarhoşum, gönlüm ayılmak bilmez. Bölük, bölük kâbuslar, sabaha dek taşıdım, İçtikçe içiyorum, bu aşkın sonu gelmez. Ömrüm sebebin oldu, uçurumun ucunda, Sensiz çok korkuyorum, duvarların içinde. Yokluğuna uğradım, bir tek sen bana yakın, Her halatı takarken, sabaha dek geceye. Göz kırptığımı sanma, yüreğim kadar sakın, Bin bir varlık içinde, karışırsın niceye. Tel, tel yanıyorum ben, harlanmışım saçında, Korkudan ürküyorum, duvarların içinde. Ben çile sevdasını, mesken tutan yoluyum, En gamlı gece gibi, göz kırpıyorken aşka. Karanlık deryasında, çıldıran bir deliyim, Geceye hece oldum, gündüzlerse çok başka. Zıpkın düşüncelerim, son aşkın yamacında, Ölümü bekliyorum, duvarların içinde. Niye ruhum acıyor, bedenim yıkılıyor, İçimde çırpınıyor, nefesimde durgunsun. Niye sana başvursa, kelepçe takılıyor, Her atışta kalbimden, uzaklara sürgünsün. Bilmiyorum ki şu an, aşk zamanın kaçında, Zamanı saklıyorum, duvarların içinde. Yosun tutmuş yalnızlık, taşıyorum sabaha, Yok! artık sevinçlerim, sönük acılarım var. Her gece soğuyorum, hayattan biraz daha, Gün ve gün çıldırışım, sır içerisinde sır. Canımdan bir parça can, kayboluyor içimde, Hicranı buluyorum, duvarların içinde. Bilmediğim varlıklar, hep senden fısıldıyor, Bölünüyor aynalar, bakışlarım bin parça. Aklım firar eğledi, çalsın bir fasıl diyor, Azaba aman eder, içimdeki o sırça. Bu son orkestradır, cehennemin gücünde, Son faslı çalıyorum, duvarların içinde. Fatih Dişbudak |