...//kanıtsanmış zamanların durgun sessizliğinde
ara vermeksizin kanıyor
göğsümüzün altındaki son buse//...



Ve ansızın
Sancısı düşüyor yüreğe
Elîm bir gecede yıldızlar küsmüş kaderine
Yazgıya çaput bağlamış
Zemheri ateşinde sevişen gün
Ahraz dilime yaslanmış gecede
Su bakışlım
Martı dokunuşlum
Sustuklarınla konuş bana
Ayın karanlık sunağında.




Hatırla
Öldün beni
Göm
Teninin mısralarından soyunan
Ucu kırık cümleler boyu
Belleğinin med-cezirlerine
Anımsa
Kuru çan sesi
Kiraz ağacı dallarında
Yağmurun ışıltılı konçertosu
Mavi kubbenin bestelediği
Yıkık bir duvar
Yalnızlığının emsalsizliği.




Kapat kelimeleri
Parantez içlerinde ara Rabb’imin bağışladığı merhameti
Bilmediğin coğrafyalara kus
Ağız dolusu hüzünler akıt
Ölgün tümcelerine.



Hâya et rüya
Secde et
Kirpiklerimin harabelerine gömüldün güya.




Biriktirdim cümlelerimi gidiyorum
Çarpa çarpa yol aldığım
İmgesiz şiirlerin
Salasını duyumsuyorum
Meczup yüreğimin kanat atışlarında
Kuşlar vurulurken
Ellerim aşk kanıyor.




İncinmiş deniz
Dalgaları örttü iklimlerime
Avuçlarıma kor basıyor güz
Suya yürüyen gölgelerdi
Her köşe başında yaktığım şehirler
Döktüğüm tüm diller
Yargısız infaz…




Fırtına sonrası sükûnet
Kapat gözlerini
Alt dudağından sarkan o masum çocuğa
Emanet ediyorum uçurtmalarımın iplerini
Saksıda kurumuş düşlerimi.




Veda
Tan vakitlerinde
Annemim avuçlarından uzanırken Tanrı’ya
Tırnak uçlarına bassam günahlarımı
Denizlerim arınsa
Ateşten nehirler geçse sırtımdan
Mumdan gemilerim yalpalansa
Tunçtan beyitlerinde
Ter tanesiyken teninde
Kokundan öpsem
Öpsem
Ve ölsem.



Öldü kar peteğin
Şimdi
Satır aralarına sürgün
Kokunda matemim.




((hüzün))