Şafak Sökümlerinde Güneşe Eş Sevgili
günaydın, iyi akşamlar yahut iyi geceler...
bize ne fark eder... görmediğimiz gökyüzü ay yada güneş.. kabul olmayan dileklerim... hepsini sana dilesem ne fark eder.. iklimi sorma burada buz tutmuş yürekler ve yüreğim sağanak tipi kumdan kardan taş yağsa bensiz sensiz sokaklara ne fark eder.... düşlerinde olmayan bu beden.. ölü modundan çıksa yaşama dönse ne fark eder.... uykusuz gecelerin bir anlamı olmalıydı, çaresizliğin komaya soktuğu yürekte ... birileri çıkıp bir ad koymalıydı bu talihsizliğe bu vuslatsızlığa... şafak sökümündeki sızıltılı gözler neyi bekler? güneşimi... yoksa güneşe benzeyen sevgiliyi mi ben neyi bekliyorum kim gelecek... karanlıkta uçuşan düşlerin kanadı güneşle kırılacak.. seni düşlediğimi hiç bir zaman hissetmeyeceksin derin bir uykunun kollarındasın.. belki daha uyanmayacaksın ve gördüğün rüyayı paylaşmayacaksın gayri hiç paylaşmadın ya... bu uykusuz gecelerin bir adı olmalı düşler güneşle ölmemeli şafak sökümlerinde güneşe eş sevgili şu tepenin ardından doğmamalısın alaca karanlıkta yüreğime doğmalısın 26 10 /2010 |