GEL SEN ASLIM OL BENİM..
Sana bir kırmızı gül gönderiyorum gül yüreğine,
Kabul edersen Kerem den yana yanmak düşer sevdama. Sen Aslım ol, Koy yanmak payımıza düşsün. Zümrütü anka kuşu belki hayeldi, Belki kimseler görmedi kaf dağını. Ama Kerem in Aslı ya olan aşkı kitaplara sığmadiki, Satırlarda ki kelimeler aşka doymadımı. Ölmedi sevdalar ölümlü gecelerde, Ay buluta saklandı, Yagmur yağarken ağlamadımı. Rüzğarlar haykırmadımı aşk denen kelimeleri. Can Aslım, Kadınım elini tutamadığım ümidim, Yüreğindeki gül bahçene misafirim, İster Kerem eyle, İster vur yüreğimi. Bıçak yarası agırdır beden için bilirim, Kurşunlar incitmez bile yürek ölsede. Bir gülümsemende hayat bulur ölümlerede yüreğim. Bu sevdaya tutsak ölürse bedenim, Bir kiprit alevine dönüştür yüreğini Aslı, Tutuştur bedenimi. Ölürken bile sana nasıl yandıgımı görsün gözlerin. Siyah saçlarını ört üzerime, Dinlendir ruhumu gökyüzünde. Gel artık hangi zaman diliminde istersen, Tut sana hasret ellerimi bırakma. Bir bilsen Aslı: Ben sana hiç Mecnun gibi bakmadım ki, Ben Züleyha gözüyle hep sana yandım Şair Cengiz Yılmaz 27/7/2011 |
o an gök sustu, yer sustu, rüzgar sustu, nil sustu, gece sustu ve sustu züleyha birtek YusuF konustu..
ne gök duydu YusuF´u, ne yer duydu,
ne rüzgar duydu, ne nil duydu,
yanlizca geceyle züleyha duydu ve gece isidi birden tıpkı çölde YusuF´un ay düşen yüreği gibi bir anda YusuF´un ay kadar aydinlik sözleri ışıttı geceyi...
züleyha YusuF´un sözleri işitmaz mi geceyi/
“ben YusuF ben ki mah-ı kenan´im ezelden seninle birlikte yazildi adim”
Ey çölde aradigim ay,
ey bana bagislanan saray, ey ugrunda zindanlar yattigim ve aski kendisiyle tatttigim leyla,
ey yırtık gömlegimdeki koku,
ey sicak yaz aksamlarinda ay nil´de cogalirken dinledigim ölümsüz sarki,
ey beni benden eden misir´a sultan eden züleyha gözlerine düsüp saclarina tutundugum,
ey ulasmak icin cöller asip gkte ararken yerde buldugum dinle beni!
Ben YusuF benki mah-ı kenan´im ezelden seninle birlikte yazildi adim /züleyha YusuF konusursa züleyha konusmazmi/?YÜREĞİNİZE SAĞLIK..