KARAGÖZ - HACİVATŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Ramazan-ı Şerif yaklaşır..
sabahın erken bir saati Karagöz’ün evinin önü ; henüz uykuda olan mahallede birdenbire "tiz" bir ses yankılanır... *** “ Yar bana bir eğlence medet aman Karagözüm de yok, geçmiyor zaman Hem huyu güzel hem, kendisi yaman Yanyana gelsek ya, can iki gözüm " *** ...evden çocuk ağlama sesi gelmeye başladığı an ; *** " Sana sus diyorum, sonun olacak Muşmula suratın, hepten solacak Mor gözün dinmeyen, yaşla dolacak Bak demedi deme, kışt Hacıcavcav " *** ...ısrar eder " Yâr bana.." " Al sana.." pat-küt-tak-tuk.. " Yâr dedim.." " Ben de al dedim.." pat-küt-tak-tuk.. " Ahhh efendim.." " Bu da takdim.." pat-küt-tak-tuk.. " Konuşsaydık gözüm, ni-çün tepersin ?.." " Uykumu böldün ya, yumruk öpersin !.. pat-küt-tak-tuk.. " Vurmayın efendim, bu kadar yeter.." " Yeter ki sen iste, beter ol beter.. pat-küt-tak-tuk.. " Bıy bıy bıy ah şuram..vıy vıy ah buram.." " Elim kolum kalkmaz..ah nasıl vuram.." sohbet biraz sürer..diller yorulur.. ortalık yatışır..derken durulur..
|