İKİNCİ BAHAR
Bir masal, şarkı gibi aşkımız.
Sevdalar ülkesine yelken açan. İki isim vardı o ülkede; Gönül ateşi sen ve Gümüş bakışlı ben. Leyla ile Mecnun yani. Özlemle yanarken içimiz Bir tatlı buse gönderirdik Hicranla dolu yüreklerimize. Sonra koşardık usanmadan Heryer kızıla boyanana dek... Öyleki sarp yokuşları aşardık. Bitmeyen, sonu gelmeyen yol gibi Bizim şarkımız. Asla tükenmeyecek olan. Ne geceler, ne gündüzler Seni doyasıya yaşamaya yetmiyordu. Ergüvan ağaçları bizim için açar Ve bizim şarkımızı söylerlerdi. Bizim şarkımız ’ikinci bahar’ ’İkinci bahar yaşıyor ömrüm...’ Bu bizim şarkımız ey sevgili! Umutları, sevinçleri, kor olan yüreklerimizi Dinledikçe alevlendiren. Sağnak olarak yağsada üzerimize Hicranlar, ayrılıklar, hazinler... Söndüremez, susturamaz şarkımızı Daha bir alevlendirirdi. Zira ülfet sarmıştı ruhlarımızı Adeta ışığını veriyordu içimize. Bu yüzden ’Ay yüzlü güzel’ Ve dilinde tatlı bir nağme; ’İkinci bahar’ oluyordum. Birbirimize mübtela, yaran idik. Dağınık tüm halleri bertaraf ediyor Hayat yolunu bulan biz; Gökler dolusu ışık saçıyorduk Yüreklerimize, yüreklere... Hamiyet Yalazan |