İçimde bir kız çocuğu dölleniyor
İçimde bir kız çocuğu dölleniyor
sarıp sarmalıyor kasıklarımı yarım asırlık bir sancı başak vermez diyorlar çürüyen pirinç taneleri musonlar donarsa gökyüzünde asılı kalırsa beklentiler beklentiler kısırlaşırsa kesirleşirse denklemler delinirse cepler cepkenler çelepler kasaplaşırsa köpekler bekçileşirse tetikler tetiklenirse vurulursa ceylanlar sol memesinden zaman zamaneleşirse zam gelirse insanlığa zemzem zehirlenirse zamirlenirse fiiller filler aynacı dükkanına girerse kristal kadehlere kan dolarsa şarap yerine sokaklar danssızlaşırsa kavgasız bir batında doğurulmaz üçüz diyorlar... içimde bir kız çocuğu haykırıyor yoğurma sakın gözelerimi doğurma sakın beni sancılarınla yaşat sağrılarında sağalt sağal sağ gözüme muhtaç etme beni içimde bir kız çocuğu bahtsız doğmadan süngüleniyor laş deresi kan içinde beynim akıyor damarlarımdan kardelenler köksüz öksüz bir çığlık yankılanıyor ararat eteklerinde munzur huzursuz bombalar yağıyor kar yerine kardan adamlar işgal ediyor dağların tepelerini cephe cephe içimde bir kız çocuğu yanık deri değiştiriyor kızıl kara sarı ak kefen içinde teninde güneşler eriyor Ho Chi Minh Phnom Penh Vientiane üçgeninde napalma yeniliyor cılız sesi cehennem çukurlarına gömülüyor nefesi kefensiz kefilsiz kefaletsiz kellesiz içimde bir kız çocuğu başsız elsiz ayaksız yurtsuz güneyden kuzeye savrulmuş kuzeyden güneye yarılmış iki yürek içinde ikircil ikili kavga içinde sahipsiz sahibe sahap içimde bir kız çocuğu serpiliyor doğmadan pazarlanmış ademe nemalanmış adsız adaksız sokakta peydahlanmış açlık belası uçkur peşinde iştahlanmış salya sümük ömük içimde bir kız çocuğu bağırıyor avuçları nasır içinde elleri yumruk yumruk kulak verilmiyor bu sese edi bese edi bese içimi bir kız çocuğu ısıtıyor dudakları ıtır avuçlarında ceviz oya ölümle vedalaşmış büyüdükçe çocuk kalmış çocuklaştıkca büyümüş cinlere büyülere masallara fallara inanmış afallamış içime bir kız çocuğu düşmüş kara gözlerinde umut kozasını sabırla ilmek ilmek örüyor sevdayı kilimliyor yusufcukla tanışıp karanlığı yırtıyor pervaneleşiyor pervasızca pervane kanatlaşıp sağaltıyor sancılarını doğurmanın doğuya çeviriyor yüzünü güneşleşiyor gün boyu içimden uçan kız çocuğu yıkıyor yüzünü asi ırmağının gümüşi sularında ışıyor isyanın doruğu tepelerinde tabunun törenin zulmün asırlık kısır döngü doğurgan doğaya teslim oluyor zambaklaşıyor karanfiller doğum sancıları döllenmeye yeniliyor içimde kız çocuğundan kasıklarımda buruk bir tad kalıyor geriye yaşama sevdalı özleme banılmış banal kıskanç kem gözlere inad üstüne üstüne üstlük benimle yaşlanmayan avucu cevizi kınalı sevdalı nar dalı Volkan Kemal |
Gerçeğinden uzak, kendini dişler
Yamalı bilinçler
Acının evreleri yayılırken
Zaman paletine
Soyut resmin
Somut çerçevesinde
Asılıdır oysa ki ;belirgin darbeler
Sökülüyor şah damarlarımdan
İnsanlığa dair inançlarım
Sarı sonbaharlara ,vurgun inatlarım
Yarınlar
Sadece yarınlara
Kurulu düzeneklerim
Bütün dayatmalar tufanında
Direngen
Ve alabora edilemez gerçekler/im
O gerçekler ki ;
Çırılçıplak
Mutlak
Yarınlarda yerini alacak !
L.Luna
Özgün ve etkin bir kalem ve çokça etkilendiğim dizelerdi ...
La Luna . tarafından 5/16/2012 7:54:28 PM zamanında düzenlenmiştir.