Bakirenin Düşü
kirli bir çarşaf gök,
orada, ekin tarlasında bir kız gözlerini yummuş sarı bir dinginlikte yüreğindeki kanat seslerini dinliyor. bir ışık, bir ses –çarşaf yırtılıyor- şimdi yağmur damlaları, gümüş bir toka kızın saçlarında; şalını örtünüyor telaşla. adam geliyor, sanki hep oradaydı, ve güneş elleriyle şalı çekip alıyor. kızın yüreğindeki bütün kuşlar gökyüzüne uçup daha önce hiç duymadığı güzellikte şakılar söylüyor. |