ve hüzünŞiirin hikayesini görmek için tıklayın yine hüzün...yine hazan...
yine bana kaldı sevdayı göğsünde uyutmak kimbilir başka bir bahara kadar belki de... rengârenk uçurtmam oldu sevda siyahıyla beyazıyla bağlamışım yüreği ucuna, salmışım semaya belki de okyanusunun maviliğine binbir tebessüm getirmiştim oysa ki kanatlarımda alıp da saklarsın mahreminde diye nerden bilirdim ki kaldırılıp ucu yırtık sayfalarda asılı kalacağını tozlu raflarda yitirileceğini... umulmayan yaralarla başedemezken bir yaram da sen oldun bitmek bilmeyen bu kaosun içinde tutunsam maviliklerine sığınsam yosundan kalelerine yine de DEF(ne) eder miydin beni de... Esra ve hüzün ------------ ikramıdır kalbimin güne korkuyla açan siyah güller misali al işte sana hüzün...bir daha hüzün düşsel sevdalarımdan arttı zira sona hüzün sevgili ey sevgili şimdi kulaklarımda çınlar o sözün sanki veda şarkısıydı dudaklarından sarkan (görmediğin-duymadığın-bilmediğin) bana hüzün güneşler...ki içimdeki bir intihar akşamının habercisiydi karardıkça geceden de farkı kalmadı gündüzün ve hüzün ------------ sevgili ey sevgili gel gör ah nasıl da çıktı alnının akıyla kanlı kavgalarımdan o ana yüzün ... gelmişken birileri, gözleri bulutlara takılı, öyle ellerinde ipleri.. cansız sorgularımdan yaktı küfür kokusunda lânetli türküleri ’ uçurtmayı vurana değil, uçurtana gökyüzün ’ bir daha hüzün... Hiroşima’da ölen kız Artvin / Ağustos - 2009 |
Ne güzel işte
Bırakın hüznü