Üvey Ölüm
bazen bir ahtapot gibidir yaşamın kolları
yaşamın kolları kendi boynuna sarılır üvey ölümlerin boynu kıldan incedir ahtapotun kollarında üvey ölümler yavaşca usulca gelirler aslında ne geldikleri bellidir ne gelmedikleri her şeyi elen veren gözler bile duymaz üvey ölümün ayak seslerini gözler demişken ah gözler yok mu belki yalan söylemezler ve belki her şeyi doğru söylerler ama bir tek üvey ölümü değil bir tek üvey ölümü değil bir umut kapısı gibi her şeye açılan gözler ardına kadar kapalıdır üvey ölümlerde sanırsınız her şey güllük gülistanlık yeşil açık mavi koyu kahve rengi gözlerde mesela güneşin doğuşundaki gülümseyişlerde ya da akşam gün batımında hafif aralık seyre dalmışken ölümler vardır ölüm gibidirler bilirsiniz bir yaşamın sona erişi adam gibidir ölüm gibi ölümlerde bir kere öldünüz mü sizi öldü bilirler hatta arkanızdan ağlarlar hatta mezarınıza çiçek bile atarlar üvey ölümlerin boynu kıldan ince yaşam kendine ihanet faslına geçtiğinde üvey ölümler ölüm bile değil ola ki yaşamın en barbar inkârı belki ölümlerin en talihsizi belki o bile değil yaşam en gaddar işkenceciliğine soyunduğunda ufak ufak gelir üvey ölümün saati ve bir daha geçmez zaman üvey ölüm hep başınızda kalır hiç bir kayıt ve hiç bir tanık olmadan o yeşil yeşil ya da mavi mavi ya da kıpır kıpır gülümseyen gözlerin siz bilmezsiniz neler geçer arka bahçelerinde yaşamın yaşamı inkârı o denli acımasız ölümlerin en talihsizi üvey ölümlerde sessizdir uysaldır üvey ölümler sanki yok gibidirler ama inadına çokturlar yaşam fütursuzca ihanet ederken kendi kendine günlük hayat akar da gider akar da gider o bildik hay huyu içinde birer canlı cenaze üvey ölümler ağlayanlar bile yoktur orda ölenlerin ardından ölenlerin ardından eğer bir çift göz görürseniz orda gülen yalandır sahtedir inanmayın gülünecek bişisi yoktur üvey ölümlerin verilecek bir soluğu da ama hiç de o kadar değil tabi bir şeyi vardır elbette üvey ölümün bir şeyi değil belki ama bir belirtisi dememiş miydik hani yaşam bir ahtapot gibi sarıldığında bir gün kendi boynuna bir şeyler hissedersiniz o zaman mesela boğazdaki bir düğüm belki de bir hıçkırık işte budur üvey ölümün kalan tek şahiti tek işareti |