Abdullah: ,,Şiir değil Kurânʼın âyetleriˮ
,,Yıldız gibi dırahşân onun hidâyetleriˮ

,,Şiirlerden başkadır, âyetin mefkûresiˮ
,,Manayı taşıyamaz semâyla yerküresiˮ

,,Harfler ve kelimeler itinayla seçilmişˮ
,,Âyetten bir âyete, anlam ile geçilmişˮ

Kemâl: ,,Şişşt camiide Mustafa İsmâil varˮ
,,Şimdi onu dinleyen, kubbede Cebrâil varˮ

O esnâda ,,el-Hâkkaˮ okuyordu İsmâil
İkbâlin de gözünden yaşlar su gibi sâil

,,El-Hâkkatu, maʼl-Hâkka
Ve mâ edrâka mal-Hâkkaˮ

Süleymâniye geldi şevk ile ihtizâza
Şuâra da ermişti, derin bir ruhî râza

Soner: ,,Şiirde bana yüce Kurân rehberdirˮ
,,Kurânʼın şâkirdleri, şiirde muteberdirˮ

,,Onu okumayanlar, büyük şâir olamazˮ
,,Gaybî ilhâmlar ile kalb-i şâir dolamazˮ

Faruk Nafiz: ,,Bir bakın şu büyük şâirlereˮ
,,Kurân deryâ olmuştur, bütün cevâhirlereˮ

,,Hiçbir gün boş kalmamış, önlerindeki rahleˮ
,,Ondan ayrılmamışlar gece gündüz bir vehleˮ

,,Bu semâvî kitaplar tamamen kâfiyeliˮ
,,Fakat bazılarını bozmuştur beşer eliˮ

,,Hint edebiyatına dün göz attım bir araˮ
,,Tıb kitabları dahi yazılmış mısra mısraˮ

Nevres: ,,Her şeyi tabrîb etti beşerin eliˮ
,,Türk edebiyâtını, mahvettti şerrin eliˮ

,,Şiirimiz İncilʼe döndü manen ve şeklenˮ
,,Ne yazık ki kalmamış sahtesini de bilenˮ

Soner: ,,Şuâramıza, minnettârlık etmedikˮ
,,Kendimizden ise hiç fedakârlık etmedikˮ

,,Fedakârlık edense, şiirle lisân olduˮ
,,Edebiyâtın tahtı yer ile yeksân olduˮ


Soner ÇAĞATAY (21:00) 14 Temmuz 2011 / Wuppertal / Alamya

Kelimeler:
Mefkûre, düşünce ve konusu
Dırahşân: Parlak, parlayan
İhtizâz: Salanmak, sarsılmak, titremek
Râz: Sır
Vehle: kere, defa
Cevâhir: Cevherler (Burada hem anlam hem yetenekli şâirler kastedilmiştir)
Şâkird: Öğrenci