SON OKSon ok kırıldı işte, gördüm sadaklarında, Sözcükler de yanıyor ıslak dudaklarında... Çözülmez birbirinden, anı bir, amanı bir, Bir ocak ki sönmüyor, közü bir, dumanı bir. Oysa ki bir zamanlar sevmekten usanırdık ; Koşmaktan kalma zanla, dönmek kolay sanırdık. Ateşten gömlek giydim, eteği yok, kolu yok , Bitevi yanıyorum, yöntemi yok, yolu yok. Kıyamet can bağında, gün naçar, güneş naçar , Kanar ki yaralarım, kan kırmızı gül açar ! Belli yolun düşmemiş, Kerbela toprağına ; Yüreğin varsa dokun, dalına, yaprağına ! Görmek var bilir misin göz ucuyla bakmadan ? Kana açardın sen de usanmadan, bıkmadan. Kırk mıydı sayamadım, döküp, kırdıklarını , Korkma, sana sormazlar bana sorduklarını. Gönlümüzde göl olan aynı dilek değil ki , Omuzumuzda gezen aynı melek değil ki. Artık kim sınayacak, koçak mısın, er misin ; Alnıma yazılmayı yeniden dener misin ? Yoruldum denizlerden, bildiğin karadayım ; Ne kaçtım, ne de göçtüm, ah işte buradayım. Neyleyim, her dem böyle kıraçtır topraklarım , İlla sen dokunursan yeşerir yapraklarım. Yarına yar ettiğim, bir tek kaldı imanım ; Ne bir dileğim kaldı, ne de özge gümanım. Hayrettin YAZICI |
İlla, sen dokunursan yeşerir yapraklarım...
Yarına yar ettiğim, birtek kaldı imanım ;
Ne bir dileğim kaldı, ne de özge gümanım...
Beyitlerin tadı bir başka
Kaz kaz in derinine
Her dem kıraç olan toprakların yeşermesi dileği ile
Çok beğendiğim eserinizi kutlarım usta kalem.