suluboya bakışına paspartu yalnızlığı çivilenir yolukluğuna… Vincent Van Gogh çıldırışı bu -kulak kesen- bekleyiş ayçiçeğine intihar mektubu /sarı bitimlerin son tablosu
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ruhun kontrastı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ruhun kontrastı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Dünya iletişim çağında artık küçük bir köy dendiğine göre, yalnızca sanat değil, artık evrensel ortak değerleri paylaşıyoruz ve paylaşacağız tüm insanlarla. Herkes kendine özgü dil ve tarzını elbette konuşturacak ve farklılık oluşturmaya çalışacak.
Gerçekten sevilmeye değer şeyleri candan sevdik mi sevgimizi önemsiz tatsız tuzsuz ve boş şeylere harcamaktan sakındık mı yavaş yavaş aydınlığa varır gücümüzü pekleştiririz.
Belli bir çalışma alanında ve belli bir meslekte ne kadar çabuk ilerlersek az çok özgür bir düşünüş ve davranış benimseyip değişmez kurallara ne kadar bağlı kalırsak o kadar karakterimiz pekleşir üstelik tek yönlü bir insan da olmayız.
En akıllıcası böyle yaşamaktır çünkü hayat kısadır vakit çabuk geçer insan bir alanda yetkinliğe erer de o alanı iyice kavrarsa daha birçok şeylerin anlayışına ve tanımına da varır aynı zamanda.
Dünyaya karışmak birçok insanlarla görüşsek kimi zaman iyidir kimi zaman öyle yaşamak zorundayız ama tek başına kalıp rahat rahat çalışmayı seçen yalnız birkaç dostuyla görüşmek isteyen adam insanlar arasında ve dünyada kendine en çok güvenen adam olarak çıkabilir karsımıza. Güçlükler dertler.
Her çeşitten engellerle karsılaşmamak güvenli olmak için bir neden değildir. kendimize kolay bir hayat düzenlemekten kaçınmalıyız. Kültürlü çevrelerde en iyi topluluklarda ve en iyi koşullar içinde bile bir Robenson Crusoe’nun ya da bir doğa adamının özgün karakterinden bir şeyler korumalıyız ruhumuzun ateşini hiç söndürmeyip durmadan körüklemeliyiz. Yoksulluğu seven ona bağlı kalan insan büyük bir varlık taşır içinde vicdaninin sesini her zaman duyacaktır o. İçinden gelen bu sesi duyan ve dinleyen adam Tanrının en büyük armağanını edinip bir dost bulacaktır kendine yalnız kalmayacaktır hiçbir zaman...
Bizim kaderimiz bu olsun kardeşim yolun açık olsun ve Tanrı seninle birlik olup her isini rast getirsin sana dileğim budur. Bu dilekle elini sıkar uğurlarım seni.
İnsanların benim hakkımda ne düşündükleri konusuyla uğraşamam, ileriye doğru gitmeli ve yalnız onu düşünmeliyim.
Şiir ve mana Necip Fazıl a dair görüştür… Büyük doğucu dostlarımın… Benim yorumuma cevap verdiğinizi varsayarak ki yeni gördüm siteden gitmeden once onun için yazıyorum buraya… Yahya incik belkide şu an ülkenin kalemi en iyi tutan 3-4 şairinden biridir. Bunu Erzurumda hemşinde ben rahmetli İlhami ve Mehmet emin hocaya ilk söylediğimde siz sanırım daha şiir yazmıyordunuz… Türkiyede en büyük şairler edebiyatçılardan değil diğer branşlardan çıkar gerçek budur (üzgünüm sizin adınıza) Yahya incik iktisatçıdır ve bu avantajını çok iyide kullanır. Amacım ne polemic ne tartışma, yoruldum ve sıkıldım artık, ben şair değilim ama şiiri okur ve bilirim sadece, hemde haikuuu dedikleri şeyden havalı sonnet ve terzarimalara, triyolere ve yeni akımlara… (ama benden yaşça yine de büyüksünüz saygısızlık etmek istemem) Yeni akımları ben yurtdışındada ülkedede her yerde savunuyorum. Yahya beyin çığlık üzerinden bir şeyler anlattığını ve bunun daha farklı olabileceğini bir okuru olarak basit ve ayrıntısı dikkat çekmeyecek şekilde dile getirdim. Savunulmaya ihtiyacı yok ve savunulmasını gerektirecek bir durumda yok. Kadın ve şiir dediniz yıllar once ama bir daha dönüp bakın Türkiyenin yeni Halide ediplere, Nene hatunlara çok ihtiyacı var bu dönemde, boşa vakit harcamayın lütfen… Yahya incik çok iyi bir şairdir, size cevap verdim ona değil, o cevaplarsa onada veririm, sen kimsin diye soruyorlar görüşün nedir, onlarca kez söyledim, şiir sağda veya solda durmaz, üstte durmalıdır, duruşu olması için, Şairlik dünyanın en zor işidir, Bütün edebiyat dallarını ve değişmez üç kaide Türkiyede tasavvvuf(alevi-sünni), mitoloji (eski türkten mısıra, eski yunandan yeni romaya)ve tarih (homerostan-yakın tarihe) bilmek zorundasınız, Ve maalesef google dedikleri bilgi kirliliği, oraya bakılarak ve aranarak öğrenilen şeylerin çoğu ya hatalı ya eksik, Dün meşk konusunu konuşurken bir arkadaşla googleden araştırdığı için divan şairlerinin güzide kelimesini diğer anlamlarında yerden yere vurdu ki konuştuğumuz konuda kumruların dansı anlatılmaktaydı Çeviriler maalesef, ne ilyada ilyada gibi, ne sadi sadi gibi, ne woolf olduğu gibi çevrildi, ama orjinalinden okumaya imkanı olmayanlar için bir şey demek haksızlık olacaktır bu konuda… Homerosun aslında Troyada olmadığını ve Jungun analitik psikoloji tekniğini bilmeden bilinçakışı yazmaya çalışandan, panteizm vahdeti vucut ayırımı yapamayanlar mı arasınız, Herkes bilmek ve yapmak zorunda değil, sadece şairde bu zorunluluk doğar, şairlik ciddi ne hassas bir konudur, diğer sanat dallarının hepsini içine alır ve almalıdır, şair tasavvufta, mitolojide, tarihde bilmek zorundadır. Dadaloğluda bilinecek, şeyhoda, pir sultanda veyselde, nesimide hayyamda… Yukarıda gördük işte, Yahya bey resmi çizip çağın çığlık resmini koydu önümüze, Mükemmeldi, Ve ben sadece dedim ki şurada bir fırça darbesi daha olsa idi, çok daha seyri güzel olurdu, Beni yeni akım düşmanı ve Yahya beyi eleştirmiş gibi göstermeniz hiç hoş değil, yorum bana ise tabii, Yaram var gocundum ) Yahya bey üzerinden cevap vermek sanırım fazla etik olmadı Hatamız var ise affola…
Her neyse, kısa ve basit, sığ ve acele, bir cevaptır, Yahya beye değil sizedir, Alıntı değil google ye bakmadan bendendir Ha… ne diyorduk, sevgimdesiniz, şiirle kalın, şiir yürekli insanlar
Ben yine de En içten saygılarım Selam ve dualarımla… Diyorum… Sizde bana kimsin sen diye sorarsanız eğer kocaman bir sanal derede yüzen küçük bir kurbağayım işte, çok öpenler oldu ama hala hiç bir şey değişmedi))) Yine gocundurdunuz, zira kalemi gerçekten güzel tutuyorsunuz… Hürmetlerimle…
öncelikle bu şiiri eleştirmeden önce kendi şiir anlayışımdan bahsetmek istiyorum,ben şiirin her aşamasında duygunun ön planda olmasına dikkat ederim,sonuçta şiir duyguların had safhaya ulaştığında dilin çağrışımı,bu görsel bir şiirde de önemli eğer bir kişi,ya da bir yer hakkında şiir yazılıyorsa oranın tarifi gibi değilde çünkü bu bir tanıtım yazısından öteye gidemez yani şiir olmaz bu şiirde de aynı ruh hali geçerli bana katacağı ve benim alacağım hiçbirşey bulamadım sonuçta şiir yüreğe önemli çağrışımlar yapıyorsa şiirdir onun dışında aynı yerde turlamaktır.Şair de şiirinin aynasıdır her eleştiri mubahtır önemli olan o eleştirilere kulak tıkamamak ben Yahya İncik'in çok daha iyi şiirlerini biliyorum bu onlardan değil hiçbir art niyetim yok affınıza sığınarak bunlar düşüncelerim,şiir ve mana eleştirisine de katılıyorum,hep şiirle....
sarının yalnızlık ülkesine gülmserken ıslandı fırçasında saklanan ömrü...
kimse bilmedi onun sarıya düşkünlüğündeki şiirsel çığlığı...
acının rengi şiirlerin ortak çığlığını mayalayan harita da mı saklıdır şair?
tebrikler...