SUSMAK

Sana cesaret vermesin sessiz kalışım...
Ve,
ve  bilesin ki bana müdavim değil çaresizliğim....
en büyük sessiz çığlıktır sana  susmalarım.

senin özgürlük haykırışlarınsa
bana bağırmak...
benim de sessiz çığlıklarımdır
sana susmak...

susmanın tadını ah bir bilebilsen,
ah bir susabilsen....
susayabilsen...
aşka susamaktır
susmak dediğim....
hiç susadın mı yâr?

kâh; avaz avaz
kâh içten içten,
sessizcesine ağlamak....

kâh da; için için,
içinde sevgiye kapanmaktır
susmak

bazen bir çığdır,
sustukca içinde büyüyen,

bazen de;
büyüdükce eriten bir çığ ....
sevmek erimek sevgili....
eriyebilmek....


bazen Eyüb’ün sedasız sabrı
bazen inleyen Mevlana neyi,
bazen de Pir Sultan Abdal gülümseyişi
susmak

kimi zaman çağlayan gönül şelalesi,
kimi zaman, okyanusta deprem tusunamisi...
kimi zaman da;
volkanik bir lav patlamasıdır;
susmak

anlayamıyorsam seni,
anlatamıyorsundur sen seni...

peki,
sen anlayabiliyor musun beni?

senin söylemekse özgürlüğün,
ve,
benim payıma revaysa susmak,
en büyük özgürlüktür sana
susmak...


öfkene galip gelip,
hiddetini suya götürüp susuz getirdin mi hiç?
şiddeti sevgiye ezdirip;
acıyı karşıya;
sezdirmemektir,
"Susmak"

kimbilir?
belki de;
en büyük yarenliktir....
ait olmaktır susabilmek...


Susmak;
her ağlamanın sonu değil mi zaten
susmakta keramet var...

susarsan;
senin yerine bağıran çıkar...

"Sus bakalım"

Kul Figani (Erdem GÜMÜŞ)