Ertesi Gün
Ertesi gün bu gün
Kuş seslerinin izi karşılıyor güneşi Kovuyorum uykusuz bir geceyi daha İşte bu hasret diyorum Çiğ tanelerini silip yanaklarımdan Derin bir nefes alıyorum seni koklar gibi sabah serinliğinden Örselenmiş yüreğime yayılan ılıklık senden diyorum Mest oluyorum gözlerini düşününce Ormanlar, denizler, yosunlar Arılar geliyor gözlerimin önüne Limanlara dökülüyor zincirler aniden Beni dinliyorum ince bir sızı gibi Gönlüme çizdiğim rota sabitleniyor pusulada Dudakların gibi gülümsüyorum Bir tek sen diyorum, bir tek sen hem uzağım hem yakınımsın Teselli ettiğim yalnızlığımı vuruyorum kıyıya Martı gagasına gizliyorum hıçkırıklarımı Beyaz bulutlara çizdiğim yüzlerde gözlerin Görüyorsun, görüyorum Gönül yalnızlığım her gün biraz daha buruluyor Sabır kısrak toynaklarına ilişik Gelincik tarlalarına koşuyor yaklaştıkça uzaklaşan Çocukluktan kalma bir uçurtma sevinci aranan Tebessümüne sardığım umutları toplar mıyım Bir gece umutsuzluğum olmadan yatar mıyım Çöl çatlaklarını yaşayan canıma yağmur olsan, can suyum olsan Yine filizlensem bakışlarının ufkunda Yemyeşil yamaçlarda elinden tuttuğum bir kahvaltı masası olsan yine Kendimle kalsam hasretsiz, uzaksız, Sislerin küskün olduğu bir sabah Ertesi gün Her şeyimi yanında bırakıp yine hasretimi taşıyorum Tanıdık zindanlara tekrar koyduğum vuslat titrek Nasip diyorum sesimin boynunu büküp Nasip diyorum Bu günden yine yarınları söküp söküp Bu bir sesleniş bülbül dilinde Dudak büküş fırtına öncesi, hıçkırık öncesi İpi kopmasın uçurtmanın diye dualar Toplanan zincir seslerindeki haykırış Günaydın umutlarım, hayallerim, günaydın hülyalar |