UZAYIP GİDEN GECELERDE
uzayıp giden gecelerde
sabah bir türlü olmaz bir saga bir sola dönersin buz tutmuş yatagında. teype bir kaset koyarsın, kemanın acı nagmeleri gelir kulagına. bir şiir yazmak istersin kagıt,kalem düşman gibidir birbirine kapanmaz gözlerin güzeller güzelinin hayali,gitmesin diye aglarsın kemanın içli nagmesiyle saat bilmem kaç olur bir saga bir sola dönersin buz tutmuş yatagında gözlerin şişer uykusuzluktan ve aglamaktan... sabah ezanı okunur camilerden o ilahi daveti dinler aglarsın yüce RABBE sıgınırsın el açıp dua edersin vefasız sevgiliyi şikayet için ama bir türlü beddua edemezsin kıyamasız ona o sana kıyıp yuva kurmuş olsada sen mutsuz o mutlu gelir geçer günler ve geceler yıllar sonra bir sabah işe giderken karşılaşırsın sokagın başında ne kadargüzel ne kadar tatlıdır yine kısa bir an durur bakarsın gözlerine ama o bakamaz eger başını öne kısık bir sesle merhaba der merhaba...merhaba. sonra yavaşça yürür gider yanından sen kımıldayamazsın bile geriye döner bakarsın ardından aglarsın uzayıp giden gecenin sonunda sabah olmasın dersin aglarsın ve bu onu son görüşün olur |
Uzayip giden gecelerin sabahlari gözlerde asirlik cizgilerini resmederken hüzünle,
bir ses konuyor siire
bir yürek...
Güzeldi okumak
ve
dinlemek...
Saygilar