Vurulurmuşum
Karışınca mısralar belirsizliğe
Aşıkların dilinden sorulur muşum Düşünce o davalar delilsizliğe Sevdaların sözünden yorulurmuşum Nakış nakış işleyip güzel adını Bilenlerden biriyim o miyadını Örünce üstümüze kader ağını Ozanların sazından durulurmuşum İlk önce gök yarılır başlar kıyamet İnce ince süzülür yukardan rahmet Suçları bağışlamak olunca zahmet İdamın sehpasına konulurmuşum Dile kolay gelinir unut diyorlar Bir kaç hatıra ile sulanmaz korlar Bu dipsiz mavilerde batınca sallar Denizlerin suyunda boğulurmuşum Yürekten kurtulup ta başlıyor bir ah Susturmuyor hiç kimse oluyor bedbah Yazık ki isyanlarım kör değil eyvah Ufukta ki yerlerden duyulurmuşum Zaman zaman şehrimden geçer bir kervan Gelmemişken dünyaya yazılmış ferman Heybeleri vurgun dolu bulunmaz derman Yalnızların tahtına kurulurmuşum İntikal zamanıdır yırtık bir yelek Koyulmuşum yolara ardımda felek Yakalanıp pusuya elendim elek Üç kuruşluk halimle soyulurmuşum Yerle bir edilmiş sol yanım çürük Geçilsede geçilmez koca bir bölük Adım sanım yok benim namımdır yörük Bilinmez bir mekanda bulunurmuşum Bakarsın öldürmez keskin kılıçlar Türlü türlü yol vadır dökülür kanlar Kurşunun körü makbul şaşmış namlular Sevdiğimin elinden vurulurmuşum... |