TANRIM SANA NE KADAR ÇOK TEŞEKKÜR ETSEM AZÇok şükür Tanrım; El, kol, bacak, Saç, kaş, baş, İyi kötü, bana yetecek kadar, Üste kılık, alta çarık Başa akıl da verdin. Daha ben, ne isterim Tanrım; Bir insan için verilmiş, Bunlardan daha büyük, Nimet mi? Olur. Sana, ne kadar çok şükretsem az. Tanrım; bağışla, beni; Bazı kullarına bakınca, Ben kendi aklımdan şüpheleniyorum. Bu yüzden de; Kendimi sorguluyorum! Ben, akıllı mıyım? Yoksa! Deli miyim? Ya da bende; Akıl, var mı, yok mu? Varsa! Az mı, çok mu? Yok, var diyorsan, Peki, o zaman hani nerde! Yoksa! Tanrım, Bende, diğer sessiz, çoğunluğu oluşturan, Kuş gibi, bir tutam, yeme tav olan, Akılsız, akıllı delilerden biri miyim? Onu da, bilmek, hakkım diyorum. Ancak; bunun da, Ne testi, ne de bir ölçüsü var. Fazla olduğunu da hiç sanmıyorum. Şayet olsaydı! Karımın dediği gibi, Ben de bir baltaya sap olurdum. Bırakın baltayı, keseri, nacağı, Ben hala, bir bıçağa sap olamadım. Adam, olup, Olmadığım da, Sorulacak olursa; Şimdiye kadar anam, Hiç, eşek doğurmadı. Hayatta, gerçek olan, Bir şey, daha var ki; O da, yaşım. Olmuşum elli. Şimdiye kadar, Karımdan başka, Bana, deli diyende olmadı. O halde ben, Deli de değilim. Ya, ben kimim, Neyin nesiyim. Onu da bilmek, İstiyorsanız söyleyim. Bir anadan, Bir babadan olma, Kendi halinden Memnun, biriyim. Çünkü ben, Ne deliyim, Ne de veliyim. Allah korusun, İyi ki de; değilim. Ya! Bir de, Olsaydım deli, Ya da veli. Vay başıma, Geleceklere derdim. Belki de, Şimdiye kadar, Çoktan taşlanıp, öldürülecektim. Tanrım; bu vesileyle, Sen bana, ikinci defa, Bir hayatımı bağışladın, Sana ne kadar çok, şükretsem az. Rab’im; Her kulu, Şahsına münhasır, Zıttı ile yaratıp var etmişsin. Her nedense, bunlardan hiç sorgu, Sual olmaz. Sual olmayınca da, İnsanın aklına takılıyor. O zamanda düşünmeden olmuyor. Düşününce de ister istemez, Bazı şeyler insanın aklına geliyor. Mesela, bazı kullarına bakınca, Onlarda; Bende olmayan birçok fazlalıklar var. Kimi; çok akıllı, Kimi; akılsız, Kimi; arsız, Kimi; çok ırzız, Kimi; hırsız, Kimi de; olmuş bir soysuz. Tanrım, ne yazık ki; Sonradan kazanılmış, Bu, üstün meziyetler, Ahsen’i takvim üzere, yaratılıp, var edilmiş olan insanı, Bilinmeli ki; Zaman içinde, sinsice soysuzlaştırır. Mayası bozuk olan, İnsanlara verilen, Bu üstünlük sağlayıcı meziyetler, Ya da aşağılık kompleksleri, İyi ki de; Bende yok. İyi ki de; bana verilmemiş. İyi ki de ben de sonradan oluşmamış. Ya! Birde olsaydı! İşte o zaman, ben de bir tavuk gibi, Pislikte gezer, helal, haram ayırmaz, Yer, yer doymaz, biri olurdum. Olmadığım için, seviniyorum. Sana, ne kadar çok, Şükretsem, az diyorum. Tanrım. Birde; Yarattığın kulların, Kimi; doğmuş erkek. Kimi; olmuş kadın. Kimi; iki arada, bir derede, Kalmış kararsız. Kiminin de; yediği naneler ortada. Yemiş yemiş edememiş, Şişmiş adam. Sonradan da olmuş, Ne oldum delisi. Ne bir hoş, Ne de sarhoş. Zavallı biçare adam, Ne yapsın! Yaşayıp yaşamadığını bile, Bu yaşa gelmiş, daha bilmiyor. Akılsız, serseri, Hayattan habersiz. Tanrım; Benden daha üstün, Özelliklerde yarattığın, Bu vasıftaki kullarına, Ne özeniyorum. Ne de, onları kıskanıp, Kendime rakip görüp, Kapris yapıyorum. Sadece, onlara baktıkça acıyorum. Yüreğim sızlayarak, zavallılar, Acınak haldeler, Allah yardımcıları olsun diyorum. Tanrım; Onca, cömertliğine rağmen, Bazı kullarına cazip gelen, Bu üstünlük sağlayıcı, Bu günlerde, moda özelliği de taşıyan, Bu üstün vasıftaki, Bulunmaz nitelikteki, Özel kişilere has ve özgü, Karakter ve meziyetleri, Benim gibi, aciz ve yeteneksiz bir kuluna, Çok görüp, acıyıp merhamet ederek, Koruyup, kollamak için vermeyip, Esirgediğin için de, Sana ne kadar çok teşekkür etsem az. Tanrım; Bu güne kadar, Bir ilaha, tapar gibi, Beni; Karşılıksız sevecek! Anamı, saymazsam, Senden başka; Hiç bir dostum olmadı. Ne karım, ne de, çocuklarım. Zaten; şu ikiyüzlü, yalan dünyada, Benim de; senden başka, Arkasına, düşüp gideceğim. Senin kadar çok sevip, sayacağım, Onun için, günah işleyip, Ateşe girmeyi göze alacağım, Ne eşim, ne bir dostum, Ne de sevdiğim bir arkadaşım oldu. Aynı zamanda da; Ne seveceğim birisi. Ne de; Beni senden, Daha çok seven birisi oldu. Beni seven ya da sevmeyen, Hiç kimsem, yok diye de, Bu güne kadar asla, Hiçbir üzüntü duymadım. İyi ki de, ne böyle arkadaşlarım var. Ne de böyle dostlarım var. İyi ki de; yok. İyi ki de; böyle arkadaş ve dostlarım olmamış. Olmadığı için de; şimdi sana, Ne kadar çok şükretsem az. YA BİR DE OLSAY DI! İşte o zaman! Çok üzülürdüm. Vay gele, halime deyip, Belki de; ağlaya, ağlaya, Kahrımdan ölürdüm. Nerden bileyim, Belki de onlar için bu güne kadar, Burnum, pislikten çıkmaz, Başım, beladan kurtulmaz, Adam olmaz, haylaz biri olurdum. Tanrım; Beni bu güne kadar, Bu türden kirli; eş, dost ve ahbaptan, Koruyup sakladığın için, Sana, kıyamete kadar, Yarattıklarının ve yaratacaklarının sayısınca, Şükürler olsun! Diyorum… 19.06.2011 Cahit KARAÇ |