Biricik Babammm
Canım Babacığım,
Sizin babanız bırakıp gitti mi? Acıların kara mayınları hiç yüzünüze değdi mi? .. Çaresizlik içinde, elinizden hiçbir şey gelmeden gözlerinizin önünde bırakıp gitti mi? Bir haberle sana koştum babam… Düzelecek dediler inanmadım, ‘yardım edin ne olur’ diye çaresizlik içinde, bir o yana bir bu yana koştum durdum, çaresizlik içinde, neler olacağını bilerek kıvrandım durdum.. Sonra baban gitti dediler, Buz oldum… Dondum kaldım.. Duyduğum kara habere bildiğim halde inanamadım. Taş oldum.. Duvar oldum.. Hissiz bir canlı gibi bir kenara çekilip sustum kaldım.. Bir babalar günü daha yine sensiz, yine sessiz…. Bazen uzaklardan gelir sesin sıçrarım uykumdan neşesiz… Ne zaman resmine baksam göz pınarlarımdan şelaleler çağıldar, sessiz, sessiz… Ahh be babam, canımı, kanımı veren babam sen rahat uyu biz kaldık bu dünya da yalan… Bazen eski günler gelir aklıma, hani bana kızardın ya.. Hani çok kızar söylenirdin yaa… Bazen, dakikalar geçmeden bir bahane bulur benim gönlümü alırdın ya.. Seni çok özlüyorum babammm.. Seni öyle özlüyorum ki, bazen hayatın tonlarca ağırlığı altında bir de senin hasretine dayanamıyorum.. Sen gideli hiçbir şeyin tadı tuzu yok buralarda, öyle yalnızım ki, bunu şimdi çok daha iyi hissediyorum.. Bu sakat birinin koltuk değneğini kaybetmesi gibi, gecelerin, gündüzlere hasretle kucaklaşması gibi. İki nefeslik ömrün hayata sıkışıp kalması gibi.. Sensizliğin tarifi yok, açıklaması yok babammm.. Ne zaman aklıma gelsen, kara bulutlar düşer yüreğime, nefes alamam, Haykırmak isterim Allah’ım neden diye. Bir isyan değil bu, çekilecek, yaşanacakmış bu çile. Yine babalar günü gelmekte ve ben yüreğimde tüm acılarımla, en sevdiğin çiçeklerden bir demek buketle sana geleceğim içimdeki özleminle… Yattığın yerde rahat uyu diyerek, unutmadığım sıcaklığına inat kapanacağım buz gibi bir mermere… Yattığın yerde rahat uyu babammm…. Seni çok seviyorum diyeceğim belki duyarsın diye.. Benim biricik Canım Babacığım, Yattığın yerde rahat uyu babammm… Ayşe Manav |