SAKLAMBAÇ
Küçük bir kaya parçası yüreğim.
Bir sürü hatıra arkasına saklanmış. Nelere ağlamaktan vazgeçmişim meğer. Bu ben değilim başkası. Beş yaşımın masumiyetini kim aldı? Gövdesine sarılıp kendisiyle konuştuğum; Dert ortağım salkım söğüt,nerdesin? İnsan büyürken,devirmi eder masumiyet görevini? Hırsız çocuklar!evet siz çaldınız benden onu, Ben,asla vermek istememiştim. Koskocaman,iğneli bir fıçı bu dünya. İnsan büyüdükçe;o ,gerçek denilen Paslı iğneler canımızı acıtıyor. Mutluluk... Macuncu amcanın ,macun tepsisindeydi, Hemde rengarenk. Dönme dolabın tepesinde bazen. Bazende çamurlu sulara girmek için Annemin aldığı naylon çizmeydi. Mutluluk babamı tıraş olurken seyretmekti. Gökkuşağının altından geçince; Kıza dönüşmekten korkmaktı masumiyet denen şey. Belkide beni bu mutlu ederdi. Artık çok param var... Bir torba misket alabilirim. Aranızda mutlu olmak isteyen yokmu? Çelik çomağını dolaba saklayanınız mesela? Mesela onsuz uyuyamadığınız bez bebekleriniz. Ben size misketlerimden vereyim, Sizde bana gazoz kapaklarınızdan. Korkmayın! Eğer hayat bizi sobelemeye kalkarsa, ’Kazan çömlek patladı’ deyiveririz... Erkan Çevik |