Ümit Yolcusu
Uzak kıtaların hangi şehrine,
Muhacir ruhunla edersin hicret? Hak için karışırsın firak nehrine, Fedakârlığına biçilmez ücret. Bahar bestesinin coşkun ahengine, Şahlanır atın, heybende gurbet. Yeni bir fecrin tulû rengine, Sevgi boyandan çalarsın elbet. Muhtaç gönüllerin fetih cengine, Atılan yiğitsin, mert oğlu mert. Açarsın sineni iklimlerin berkine, Ne buzullar dondurur, ne çöldeki kasvet. Diğerkâmlıkta rastlanılmaz dengine, Gidip de dönmemek, sana özgü halâvet. Makam, mansıp, mevki ne? Yüksek mefkûren en büyük servet. Ümit yolcusu, beni de al terkine! Hafakanlı nefsim, nihayet alsın ibret. Bamtelinden süzülen gül türküne, Meftun yüreğim, besler muhabbet. Dirilirken yeniden, çağların fevkine; Asr-ı saadet yakındır, sabret! Mesafeler set çekemez şevkine, Tütse de daüssıla, son menzilin şahadet. Vuslat için, gem vurursun zevkine, Firdevs’in sarayları, seni ediyor davet. Muhittin Alaca |