Sanma ki Sevdiğimden
Telefona sarılmış peçete kadar itaatkarsın sözlerime,
Uçsuz bucaksız saçlarına anlam olup uçururum gökte, Bu gece kapım çalmadı.. Telefon da çalmadı.. Telefondaki peçete ıslaktı.. Karşıdaki sendin.. ve kan ağladın.. Bu gece en sevdiğim türküyü söyledim.. Serenat yaptım sigaradan kararmış perdelerime.. Bizim türkümüzdü..Sürpriz oldu perdelere.. Aynalar seni sordu..Siktir olup gitti o aşk diyemedim.. Senin kokunla büyülenen koltukların rengi soldu.. Seviştiğimiz duvarlar sıvası yitirilmiş bir hikaye.. Kolonlara yaslanmış bira şişeleri.. Sensizlikle yıllanmış şaraplar. Yemek masasındaki tabağın bile duruyor sevgilim. Hiç bir kadın yıkayamadı bu eve giren.. Hemen yanındaki kadehte bile dudak izin var.. Elleyemiyorum.. ! Sanma ki seni özlediğimden.. Tiksiniyorum ! Yatak odasındaki terliklerin hala ters duruyor. Hatırlar mısın o gece kavga etmiştik bu yüzden. Ben uğursuzluk getirir demiştim.. Canımı cehenneme emanet edip yapışmıştın dudaklarıma. Dişlerine küfredip çekmiştim kulağını ve asmıştım seni sabah işe giderken portmantoya. O dişlerin her sabah diş macunuyla yıkanırken, Ben evime almıyorum o temizleyiciyi.. Sanma ki seni özlediğimden.. Güldüğüm yok ki dişlerim gözüksün.. Ben sana en güzel çağımı adadım.. Aşkımı emanet ettim kirpiklerine.. gözlerine.. kalbine.. göbeğine.. saçlarına.. Hayatımı feda ettim.. hayatına..aşklarına.. sevgililerine.. şerefine.. afiyet olsun.. Sen bana gittiğinden beri çok şey borçlusun.. Bu aşk yerinde veresiye geçmez canım sevgilim.. Tut elimi cehenneme gidelim.. Yanyana odalarda konuk olalım seninle. Hoş sesini duymak adına razıyım yanmaya.. Kıvranmanı dinlemeye.. Tuana olup yağarım kirpiklerine.. Gözyaşın olurum sen ateşteyken.. Sanma ki üzüldüğümden.. Acı çekmene bayılıyorum sadece! ERAY DEDİK |