BENİM BABAMKemah tan göç eyledi, mekan tuttu babası, Dünyaya geldiği yer, Refahiye kazası, En büyük çocuğuydu, sanduk eminlerinin, Ana kucağı yoktu, çocukluk günlerinin, Önce bir terzi oldu, İstanbul gurbetinde, Sonrada bir tahsildar, doğunun köylerinde, Geç de olsa bir fırsat, Asumanla evlendi, Mütevazı yuvası, Müveddet’le şenlendi, Şu sahtekar dünyaya, bir yiğit daha verdi, Rafet dünyaya geldi, hayatı neşelendi, Zorlu günler ardından, Erzincan’a yerleşti, Şerefli hayatıyla, yaşamında devleşti, Vatana bir müfettiş, bir subay yetiştirdi, Güzeli destekledi, çirkini eleştirdi, Yeşil ördek türküsünü, ne kadar çok severdi, Memleketim deyince, şu şiiri söylerdi. “Erzincan ovası, kışa kanar mı, Karların üstünde, ateş yanar mı, Seni titremeden, diller anar mı, Dün gerçektin, bugün yalan ERZİNCAN, Toprağın altında, kalan ERZİNCAN,, Tavla denen oyuna, nasılda müptelaydı, Şeşi vur,beşi çek der, ne de güzel oynardı. Arabaya bindimi, ön koltuğa oturur, Palanı tak deyince, söylenerek somurtur, Köprüleri sayarak, hesap yapar kendince, Geçen sene geçtik der, eğlenirdi zevkince. Saati geldiği an, yemek hazır olmazsa, Eli ayağı titrer, karnını doyurmazsa. Çok yufka yüreklidir, sevinçten hemen ağlar, Torunu Mustafa’yla, günlerini oyalar. Kulağı az duyardı, anlamadım “hı”derdi, Tekrar anlattırarak, konuyu öğrenirdi, Yüksek sesle konuşup, mevzuyu anlayınca, Sağır mı var bağırma, deyip sinirlenirdi. Şekersiz yaşayamaz, leblebisiz yapamaz, Kanepede kestirir, yatağına yatamaz, Kalk yerine yat, üşütürsün deyince, Bir çay getirin bana, diyerek kaale almaz. Sol bilekte tespihi, çekmeye hazır bekler, Belli olmaz zamansız, bazen de helva ister, Şöyle bir dolanayım, diye çıkınca tura, Saatlerce yürüyüp, ayağını sürükler. Ne kadar anlayışlı, ne kadar mütevazi, Biliyorum kendinden, cümle insanlar razı. Mülayimlik ruhudur, iyilik göbek adı, İnsana değer vermek, en kıymetli sanatı. İşte böyle dünyada, yaşadı sona geldi, Muhannete muhtaç, eyleme rabbim derdi, El ayaktan düşmeden, hüdaya emaneti, Kimseye yük olmadan, teslim etmek isterdi. Ne temiz bir insandı, adı MUSTAFA LEMİ, Koca bir kamyon diye, belirlendi eceli. Rafet Haznedar |