Anlamsız Şiir 88
kaçıyorum köşe bucak
donmuş hayalimde yavrum beynimi tekmeleyen simsiyah güzel bir kısrak gölgemden bile korkar oldum uygunsuz bir zaman ve sahipsiz bir mekanda harika acılarla doldum düşünüyorum sezgilerle alev alev yalnızca bir an süren sonsuz rüyalarımda esir bedenimi karıncalar kemiriyor duş yaparken sular neden yakıcı kayıp bir evin tek sahibiyim çalmayan zil kulağımda yankılanıyor çiçek sulamasını hiç öğretmediler ki söyleniyorum kabarmayan bir öfkeyle sessizce ve ironik yaşlı periler içimi dolduruyor söyle onlara değmez zahmete ve ellerindeki yapraksız güllere erkekler ağlamaz demiş birisi tatlım kim demiş dememiştir diyemez kendime inanmayı çoktan bıraktım geziyorum yürümeden gitmeden ufuktaki ince burun sisli dumanlı son hedefe varır mı adımlarım yolda bir cenaze arabası telli duvaklı gözlerimi kapatmam kimin umurunda zaten bakmıyorum ki her şey aynı kocaman martılar yas tutuyor sanki özlüyorum dokunabilmeyi seslenebilmeyi kağıtsız mektuplar yazdım olmadı korkak kişiliksiz bayağı zavallı ama herşeye rağmen biraz içten birazcık da dokunaklı gece yarısının sarhoş ayinlerinde hıçkırık bile tuttu bir seferinde yalanları doğruları sevmiyorum bugün ne olursa olsun tek başıma o karanlık ve yıkılası ahşap iskeleye gidiyorum |