(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şiirinize dair bazı küçük eleştirel/öneriler: Daha önce de birkaç kez yazmıştım. Şiirde aynı sözcükleri yinelemekten kaçınmalı şair. Olabildiğince bir kez kullanmaya çalışmalı. İşlevsel tekrarlar dışında. Tıpkı "orada"lı dizeler gibi. Ama, gözler:2 kez gün : 3 yürek:2 aşk :2 Bu tekrarlar şiiri zayıflatır.
"Yenecek (sıcak ekmeğin) kokusu oradaydı" Oldukça iyi bir dize. Belki "yenecek" demeye de gerek yok.
Ekmek'li bu dizenin ardından, "sıcak bir ekmeği ikiye bölmek kadar kutsaldı seninle uyanmak yeni güne"
tekrar (sıcak ekmekli) dizelere gerek var mı? Bence, girişteki yeterli. Sonra, bölümü "günün ilk ışıklarıyla temizlerdi gözlerindeki sis çapaklarını"
dizeleriyle bitirirse şair, hem (ekmek) hem de (gün) tekrarından kurtulur(du). Peşinden /Günün aydın olsun sevgilim/ * "Mücerret zamanlar yaşadım /çarparak"
"Türkçem benim, ses bayrağım" diyordu ya Dağlarca; daha önce de değinmiştim bu konuya. Arkadaşlardaki bu Osmanlıca merakı niye? "Mücerret" ne demek? Sokaktaki insan kullanıyor mu bu sözcüğü? Benim lise 2'ye giden ve kendince iyi şiirler (de) yazan oğlum, biliyor mu anlamını? 'Soyut zamanlar" desek ne olur? Şair, şuna kafa yormalı öncelikle: Bir dizeyi oluştururken, seçtiğim sözcüğün Osmanlıca olması mı, o şiirde fark yaratıyor yoksa imge/buluş zenginliği mi... Elbette ikincisi. Hani, Mevlana'nın dediği gibi:".......Yeni şeyler söylemek lazım." Burada 'mücerret' de desek, 'soyut' da desek, aynı. İlk kez söylenmiş bir söylem değil. Çok Taze değil. Dil konusunda duyarlı olmalı şair. * "terk-î diyarıma engel kalp ağrılarım oradaydı"
/terk-i diyar/ Bu türden Osmanlıca tamlamaları da hiç anlayamıyorum. Bir özgünlük, yenilik de yok ama hemen önceki "ayağıma hep eski bir hatıra takıldı" dizesi güzel ve yeterli. O nedenle bu "terk-i diyar"lı dize çıkmalı bence.
Edebiyatımızın yetiştirdiği en büyük şairlerden ikisi: Behçet Necatigil ve Cahit Külebi. Aynı zamanda çok iyi edebiyat öğretmeni idiler. Osmanlıca'yı da bizden iyi biliyorlardı. Şiirlerinde var mı böyle bir dil? Yamalı bir Türkçe'den kaçınmalı şair. * gözleri yeni mezun tıbbiyeli gibi yakışıklı / gibi ışıl ışıl / gibi hayat / gibi umut / gibi lümpen / gibi * "ve" bağlacını kulllanırken, "bir", "gibi" leri kullanırken de tasarruflu olmalı şair. İlginç bir kurgu ama ikinci dizenin sonundaki (gibi lümpen)den sonraki "gibi" fazla sanki *
"yüreğin bir (an) bile kekelemeden gel"
Bu dizedeki (an)ı "eksiltmek" adına, farklı bir kurgu olmalı. Çünkü alt dizede hem (lahza) var hem (an)... O nedenle belki "yüreğin hiç kekelemeden gel" gibi bir kurgu ya da benzeri. (An'sız.) * "aşk, yaratan da bir lahza andır rahman kendine mahlas"
Şiirin en güçlü yeri, belki de burası ama ben, "aşk, yaratan da bir lahza andır" cümlesini (dizesini) tam olarak algılayamadım. Belki benim cahilliğim.
Lahza'nın anlamı sözlükte şöyle: Zamanın bölünemeyecek kadar kısa, göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir parçası, an. Yani Lahza ile An, aynı şey. Benim bilmediğim farklı bir anlamı daha mı var lahza'nın da birlikte kullanılmış? (Peş peşe) ("Günlerden beri bir lahza yalnız kalmadım." R.Nuri Güntekin)
Sonra "yaratan", 'yaradan' (Tanrı) anlamında mı kullanılmış burada? Yani "Aşk, yaradanda bir andır" anlamına mı?
Eğer öyleyse, (yaratan da) değil de, bitişik yazılarak (yaratanda) şeklinde olmalı. Ben, algılayamadım burasını. Bilgi vermeniz dileğiyle. * Ayrıca, bu iki dize, şiirin finali olarak, yukardan ayrı (boşluk bırakıp) yazılsa, daha çarpıcı olurdu, bence. * ’Sen ne zaman bu kadar ıradın benden..?’
Bu dize, üstteki iki dizeden sonra zayıf kalmış gibi. Olmasa da olur. 'Sen, ne zaman benden bu kadar uzaklaştın..' yeni bir şey değil. * Sevgili Şair, Yazdıklarım, Şiir'in öznelliğinde elbette "bence"dir. Şairine, okurlara ya da meraklısına,farklı bir pencere açma çabası, eleştirel okumaya kışkırtma umududur.
Çünkü 80'li yıllardan bize işaretfişeği gibi bir sözü kalmıştır Veysel Öngören'in:
Teşekkür ederim eleştirileriniz için. Bir özürlerimi kabul buyrun lütfen gecikmiş bu cevap için.
Şiirlerdeki tekrarın ahengi zedelediği ve kimi zaman akıcı bir dili sekteye uğrattığının farkındayım. Ancak şiirde kullanmış olduğum tekrarlar 'vermek istediğim' duyguyu ön plana çıkarmak gayesi ile yapıldı. İfrata kaştığım söyleniyorsa amenna. Doğrudur...
Şiir içinde çok fazla 'yabancı kökenli' kelime ve ifade kullanmamaya gayret gösteririm esasında. Bu şiir özel bir durum teşkil etti. Bununla bilirlikte abartılı bir 'yabancılığın' olmadığı kanaatindeyim. Mücerret yerine 'soyut zaman' kullanılabilir elbet. Ben takdirimi diğer taraftan kullandım . Ki bu taktir bayrağı yarıya indirme anlamında anlaşılmasın lütfen...
""aşk, yaratan da bir lahza andır rahman kendine mahlas"
Esasında burada ikili bir anlamı barındırsın istedim ifade. İlkin ; şahıslardan kaynaklanan 'yaratmak' eyelmselliği, ikincisi ise ; yoktan var eden yani yaradan düşüncesi. Görüyorum ki bunu ifade etmekte pek başarılı olamadım. Birden çok manaya bürüneyim derken, manasız aynı zamanda yazım hatasına yol açan bir kulvara girmişim. Söz konusu dizeler okunduğunda oluşan genel kanı 'yaradan' olduğundan ötürü dizeyi ;""Aşk, yaradanda bir lahza andır" şeklinde düzeltiyorum....
Lahza ve an sözcükleri eş anlamlıdır biliyorum. Buradaki "lahza" ifadesi anın kısalığını belirten sıfat anlamında kullanıldı. Hatalı ve anlam karmaşasına yol açtı diyorsanız. Bu da kabulüm. Amenna.
Bir kez daha teşekkür ediyorum yapıcı eleştiriniz için. Selam ile...
İNSAN BAZAN BİR ŞİİRE BİR SİNEMADA GÜZEL BİR FİLME DALIP GİDER GİBİ OLUR..İŞTE ÖYLE BİR ŞİİR, BİR MISRADAN SONRAKİ MISRAYI MERAKLA TAKİP EDİYORUZ, ÇOK GÜZEL HERŞEY YERLİ YERİNDE, USTALIK ŞAİRİN YÜREĞİNDE..KUTLARIM.
Iraklaşıldıkça, daha yakın duyumsanan duyguların çelişkisi içinde işlenen melo-dramatik bir şiir. Öznesi, insan merkezli. Şiiri de var eden değil mi zaten duygu, düşünce ve duruşların soyutlama dolayımından geçirilerek ifadelendirilmesi. Yüreğinize ve bilincinize sağlık...
Hayatın kadrajında bir boşluk olarak kaldı yüreğimdeki çırpınışların akisleri hâlâ varsa alnında sevdanın izleri yüreğin bir an bile kekelemeden gel aşk, yaratan da bir lahza andır rahman kendine mahlas
Bir romanın arka kapağına ulaşmak kadar hazin, endişeli ve hüzün ayracında durup düşünmek dünyayı ki dünya sevgi temelleri üzerine kurulmuşsa, o temelin içinde ne varsa, biri diğerinden eksik olmamalı..
Ya sevgisi yakışır insanın üzerine, ya da insan yıkılır sevgisinin üzerine.. Bu yüzden işte doğru seçmek değil, doğruya çevirmektir kendini, güzel olan..
"Yoksulluğun asık yüzüne inat yenecek sıcak ekmeğin kokusu oradaydı tozlu aynaların yansımasında flû bir hüzün kokardı kainat sonra o şen kahkahasıyla rakseden hayat günün ilk ışıklarıyla temizlerdi gözlerindeki sis çapaklarını sıcak bir ekmeği ikiye bölmek kadar kutsaldı seninle uyanmak yeni güne"
çok teşekkür şiir için.
esika tarafından 6/12/2011 12:14:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mücerret zamanlar yaşadım /çarparak yüzümün soğuk duvarlarına bir kıyamet ki sorma canım ahvâlim ne zaman kaçmak istesem kendimden ayağıma hep eski bir hatıra takıldı terk-î diyarıma engel kalp ağrılarım oradaydı
içerik ve anlatım olarak çıtası oldukça yüksek dizeler tebriklerimi bıraktım şaire ve şiire...saygımla
sevgi ve saygıyla...