Yağmur gibi, rüzgar gibi, esip geçtin yaşadığım şehrin semalarından..
Ne tuhaf değil mi?
Misafirdin bana dünlü yıllardan gelme.. Gerçekten konaklamayamı gelmiştin göçmen kuşlar gibi... Ama ben göçmen kuş değilim sevgili.. Kanatlarım... Yüreğim dayanmaz uzak uçmalara.. Ben kendi vahalarım da yaşar nefes alırım.. Bunu geç anladın ve sonsuza kadar gittin.. Başka yüreklere kondun, göç zamanına kadar.. oYSA,oYSA sevgili sen de göçmen kuş değilsin.. Bağlı olduğun vahaların da, yarınların da hayatın dolu.. Onları silebilecekmisin, yok sayabilecekmisin..? Yarınsız yarınlardasın.. Sığ sularda kulaç atıyorsun.. Ve bilmelisin ki, sığ sularda vurgun yemek diplerden daha tehlikeli.. Göç zamanı bitip geri dönüş yolcuğun da iki yüreği taşıyabilecekmisin? Yolda fırtınalara tutulup düşeceksin.. Ya da arkanda yaralı kanayan bir yürek bırakıp geri döneceksin.. Ahhh alacak ahu-zar işiteceksin.. Yarınlarını, bugün-den görüyorum.. sevgiye susuz bir gönlün, sana inanmışlık halini, Gördükce, bırakacağın viraneliğin sesiz gözyaşlarını.. İçsel feryatlarını, bugün den duyuyorum.. eCe |