7
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1015
Okunma
şöyle bir aynaya bakıyorum
gitgide çirkinleşiyormuyum ne ?
ve her sabah yaptığım gibi musluğa abanıyorum yine
ağzımda kılçıksız bir balık
bir sağa bir sola dönüyor
nedense birtürlü orta yolu bulamadım bende, şu seçim zamanı kürsüye çıkanlar gibi
sonra pencereyi açıp aşağıya sarkıyorum
hey sen adam, sen sen kaldırımda sabahlayan ?
benim gibi bir çirkini hiç görmüşlüğün var mı ?
yok değil mi ?
sahi, hem senin ne işin var ki kaldırımda devrilmiş bir ayyaş gibi
yoksa hala sen Eylül’ün koynunda mı sabahlıyorsun ?
uyan artık dostum! uyan!
Eylül dediği hemen hemen herkes için çirkin bir rüyaydı hiç görülmemesi gereken
seni bilmem ama
Nebahat beni açacak gibi...
bak şimdi söylemeden edemeyeceğim
geçen bir kadınla tanıştım
sahil yolunda...
hayır kadın değildi
gözleriyle insanı kucaklayan sıcacık bir ülke idi
öyle ki kiprikleri dünden kurmuş gibiydi bütün köprüleri...
hani geçen dediysemde öyle fazla olmadı,
şöyle iki hafta...
yok yok ondört gün iki saat
şimdi dakikalarıda hesaplarsak ayıp olur demi biraz.
hadi dostum...
bak bende birazdan çıkacağım
sende hep soluğu bu kaldırımda alacak değilsin ya
çeketimi kaptığım gibi...
soluksuz kalıyorum Nebahat’in sokağında