TURNAYI GÖZÜNDEN VURMAK *Malûmunuz, avcılar sözüne yalan katar Meydanı boş bulmasın! Boyna desteksiz atar! Palavrayı savurmak sanki meslek illeti Hiçbir şeyden anlamaz, saf sanırlar milleti! Bu tarz hikâyelerin çoğu hayal mahsûlü İşte onlardan biri siz anlayın usûlü. Şikarizâde Sayyat; ün almış avcı diye! Avcılar meclisinde güngörmüş yaşlı üye. Huşu ile dinlermiş ne varsa anlatılan Ondan övgü alırmış sohbete her katılan. Kendisi hiçbir zaman avından konu açmaz Bu husus avcıların dikkatlerinden kaçmaz: -Usta! Sen ki adını avla perçinletmişsin Av peşinde dolaşıp ömrünü tüketmişsin! Sen ki bizlerin piri anılarla zenginsin Nedendir bilmiyoruz, sessiz sakin dinginsin! Lütfeyle bir hatıra anlat da dinleyelim Engin deneyiminden istifade edelim. Sayyat biraz nazlanır, topluluksa ısrarlı Merak git gide artar, bir iç çeker esrarlı: -Ah!... Beni konuşturup meclisi ağlatmayın O dert hâlâ içimde yaramı dağlatmayın! Zaten anımsadıkça içime ateş düşer Utancı beni boğar, şimdi onu kim deşer! Sayyat’ın sözü, kurşun gibi meclise çökmüş Heves ve heyecanla herkesi ona çekmiş: -Herhâlde yürek burkan duygusal ve de elim Bir av hikâyesi var, mutlaka dinleyelim! Herkes Sayyat Ağa’yı ikna için koyulur Sonra susar, çıt yok; sinek uçsa duyulur. Ağa önce yutkunur yerinde kımıldanır İlgiden gayet mennun dualar mırıldanır. Ve başlar anlatmaya: - Efendim! O zamanlar Toy bir delikanlıyım. Başımızda dumanlar. Bir gün tüfeğim elde tazım ise gölgemde Ava çıktım. Dikkatle ilerledim bölgemde Gökte yola düzülmüş yağlı bir turna gördüm Hemen yere diz çöküp sigaramı söndürdüm. Aheste beste uçar, dedim biraz durayım Şu turnayı zararsız bir yerinden vurayım. Turna biraz yol aldı öldürmek değil kastım Sol ayağına nişan alıp tetiğe bastım. Ne olduysa o anda, ne yapsa beğenilir! Yüreğim parçalandı ama elden ne gelir! Sen tut aciz gaganla, sılanın hayâliyle Ayağı kaşımaya yelten! Düştü hâliyle! Tazım kaptı getirdi. Baktım, atış zararsız Çevirdim!... O an öldüm! Ne yapılsa yararsız! Saçmalarımdan biri ayağının yerine Başı siper edince bir gözden diğerine... Gözleri oluk gibi kanıyor. Ben şoktayım Pişmanlıktan bîçâre dertten kahrolmaktayım. Hâliyle, toyluk da var. Kuş pervaneye dönmüş Ağlıyor ki sanırsın benim hayatım sönmüş! Bilmem ne kadar kaldık o ne kadar sızlandı Ama asıl hüzünlü sahne sonra yaşandı...” Avcızâde duraksar lâfının burasında Ve bağrını yumruklar sohbetin arasında Üzüntüyle yutkunur, maşrapadan su içer Elinin tersi ile ağzını silip geçer: -Nereden, nasıl geldi? Hâlâ anlamıyorum Ne vakit toplandılar? İnanın bilmiyorum Çırpınan kör turnanın üzerinde bir alay Turna göğü kaplamış, çığlıkları bir olay! Ömrümde böyle korkunç bir gün daha görmedim Kıpırdayamıyorum hiçbir şey diyemedim. Konuşsam, hangisine; affedin desem, kime? Kim çözer bu durumu gitsem hangi hakime! Birden, fark ettim. Onlar ötüşüp konuşurken Kör turnaya bir şeyler anlatıyorlar. Derken; Onu aralarına îtinâyla aldılar Sonra yıldırım gibi, yerden havalandılar. Dinleyiciler şaşkın, hayret dolu gözleri Ve Sayyat’ın ağzından dökülür son sözleri: -İşte dostlar! Turnalar, katar katar uçmaya O günden sonra başlar hep bir kanat açmaya. Araya aldıkları kör turnaya ses verip Yön vermeyi buldular. Sonrası daha garip!... Bugün, turnalar sırf o şom günü hatırlatmak İçin katardır. Maksat, benden intikam almak. Hatta, bütün dünyada, turnalar huy edindi Katar olmalarına benim olay nedendi. Böylelikle, doğuştan kör bir turna olsa da Seslerden yol bulsunmuş tek başına kalsa da. Kör ettiğim o turna geçen rüyama geldi! E, hâliyle yaşlanmış. Birden gözlerim doldu. Dedi; “Ey gelip geçmiş avcıların üstadı! Hep seni takdîr etti turnaların efradı! Sen gibi avcı mı var ki yerine konulsun Değil iki göz, canım, uğruna feda olsun!...” Lâfın nihayetiyle Sayyat Ağa rahatlar. Dinleyenler hayrette, biri duramaz patlar: - E be üstadım yâni pes sen de durdun durdun En sonunda turnayı tam da gözünden vurdun! İşte, ister rastgele ister bilinçli; kişi Uzun zamandan sonra yola sokmuşsa işi Bu olayla birlikte o civârda ünlenir; Durdu durdu turnayı gözünden vurdu denir. 03.06.2011 08.52 04.06.2011 16.57 Salih ERDEM / AYDIN * Hikâyeden şiire uyarlanmıştır. |