TASI TARAĞI TOPLA(T)MAK *
Dilencidir Abbas Oş, Bağdat’ın en zengini!
Öyle kolay sanmayın, düzmek dünya dengini. Şehirde bilmeyen yok Abbas’ın şöhretini Dilencilikten yapmış; mal, mülk ve servetini. Ününden istifade etmek için bir sefil(?) Bir Ramazan, hamamda Abbas’ı avlar gafil! Abbas henüz oturmuş sıcak mermer taşına Bizim sefil dikilir hemen yanı başına: “Efendim, çok şanslıyım, nihâyet size erdim Bendeniz dilencilik yapmaya karar verdim! Keyfinizi bozduysam kulunuzu affedin! Şu mübârek geceler hürmetine lütfedin Soylu sanat(!) nerede, nasıl icrâ edilir? Bilirse bunu ancak, siz gibi asil(!) bilir Usulü, erkânı ne, bana da bağışlayın Çok minnettâr kalırım, lütfen söze başlayın.” Şüphesiz bu girizgâh Abbas’ı zevklendirir Ağzı kulaklarında, iştahla cevap verir: “Pekâlâ, öğreteyim, dinle beni bir zahmet Başlıca üç kural var kulağına küpe et. Bir, nerede; iki, kim; üç, ne olursa olsun Dilenmekten çekinme, dilen ki, kesen dolsun.” Toy dilenci Abbas’ın elini hemen öpmüş: “Allah rızası için… Lütfedin, birkaç gümüş.” Abbas şaşmış: ”Burası hamam, değil ki hanya!” Sefil: “Usta, nerede olsa, iste dedin ya!” Abbas: “Ben de fakirim, baltayı taşa vurdun!” Sefil: “İkinci kural; adam seçme diyordun!.. Abbas: “Fesuphanallah!.. Şu kurnanın başında Param yok ne vereyim, tas ve tarak dışında!” Sefil: “Mirim, üçüncü kuralı mı bozayım? Ne olursa onu ver ben ona da razıyım!” Dinleyenler hayrette; Abbas’sa aptallaşmış Sefil, tas ve tarakla oradan uzaklaşmış. Abbas o günden sonra mesleğe tövbe eder Soranlara da: “Tası, tarağı toplattık!” der. |
Çok güzel kaleme almışsınız okurken tebessüm ettim.
Yüreğinize ve kaleminize sağlık.
Tebrik ve takdirlerimle.