hangi zekat yokluğunun yoksulu bendenize gelir?zaman yokluğunun yoksuluğunda vuslatın çok uzağında yâr yolcunum âşk güzergâhında ver elini ellerime.. tut yüreğimin en solundan avuçlarında açan hüsnüyusuf hürmetine bu kaçıncı rüyama misafir oluşun yâr ? sabah ezanında apar topar gidişin bilmiyorum sevgili ne vakit dilimin ucuna gelse ’seni çok seviyorum cancağızım’ benliğimin infazında alyuvarlarım yürek sancımın girdabı büyürken vuruyorum kendimi Eminönü sahiline neden? neden.......... kör bir bıçak göğsüme hizalıyorum hicranı kazımak geliyor kökünden sevmelerime inat özleme bakıp durmak Marmara’nın duruluğuna sensiz içim yangın yeri. kalemini kırmak istiyorum sensizliğin sessizliğini kendimi kendimle vurmaya ramak kala tetiği dayasam namluya gece karası gözlerini dayayıp kirpiklerinde ağlamak sulu kanamalı gözbebeklerimi Marmara alsa özlem yanığı yaraları paklayıp Kız kulesine asıyorum tuzlu su dağlamalı hücrelerimi. yıkamalı yüreğimi asarak bakır renkli bulutlar vaftizlemeli senli cümlelerim ayak ucuna düşüyor cancağızım sessizliğim sızıyor yokluğunun yoksulluğunda üzerime sirayet eden kara hicran eksilse bi içimden bitsin artık bir lados olup kollarımı kocaman açıp sana koşmak doya doya ağlamak Marmara’nın mavi eteklerinde sızmalıyım maviliğinin kabulüne kalemim iğneye bürünüp batırıyor yokluğunu kanatıyor Azraile yüreğimi rehin verip olduğun yere sürürsem cancağızım senli cümlelerim düşüyor beyaz duvaklı kağıtın rahmine susuyorum uzat zemzemimi kuruyan dudaklarıma içimdeki küçük kız çocuğu kefensiz Yusuf’un kuyusuda perdelerden sızsın yokluğun hangi zekat yokluğunun yoksulu bendenize gelir? hangi kalem hangi harf sana ait cümlelerime bahşetmez ki ? hangi savaş içimdeki sulha sineye çeker cansızım? unutsam bendeki ’beni’ sen oluyorum sorgusuz sualsiz diz çöküp yaradana şuh kaşının kurduğu yayda Azraillin safına geçiyorum derin bir uykuda her yerde eksik kalan cemalin(m) hep mi bitiril(e)meyen vuslata bakan gözlerim(n) cancağızım kağıt gemiler gibi bırakır kendini Marmaraya elleri çamur yüzü kirli küçük kız çocuğu biliyor kaç bayram sabahında bekledi Eminönü Yeni caminin avlusunda güvercinlerin kanat çırpışlarında bıraktı yetimliğini gordion 28/05/2011 |