değilher taşına aşkın teri düşerdi bu dağ Ferhat’ın deldiği dağ değil Leyla’yı anınca yolu şaşardı aşk da Mecnun’dan beri sağ değil bir damlaya derya katamaz isen bir tebessüme can satamaz isen gönül kulacını atamaz isen aşk denizine girme dibi sığ değil değdirme harama ol dudağını zehir harap etmiş gül budağını örümcek yapıyor yine ağını Peygamberi koruyan o ağ değil aşka erişilmez güneşte yanıp koklanmaz güller rengine aldanıp girme muhabbeti duruyor sanıp gülleri yar kokan o şen bağ değil bir damlaya derya katamaz isen bir tebessüme can satamaz isen gönül kulacını atamaz isen aşk denizine girme dibi sığ değil |