Gövdemde Kavga Artığı Bir BıçakKimsesiz vakitlerde gizlendim kendi siperime Gövdemden çekiliyor kan, iç çekip d/üşüyorum Dudağımda yetim bir ıslık, sürgünüm ben aşka Yaprakta çiy, şemsiyede damla, dudakta ışığım D/üşüyorum gönlünün fiyakalı saraylarında/n Unutulmuş yüzün ekseninde sana sus/uyorum Yüreğimin buğulu f/aylarında kıyamete aşk var Unutulmuş adresleri saklıyor sokaklar koynunda Anıları tütsülüyor bir kadın acının irinli odasında Karanlık bir menzildeyim seni aydınlatıyor şafaklar Belleğimde kazınmamış bir aşkın s/özlü sağanağı Düşlerin rutubetli mahzenlerinde seni bekliyorum Nefretin mor slaytlı odalarında acıları g/izliyorum Ş/aşkın iç sesiyle geçiyorum geceleri kendimden Sesinin kırık nağmeleriyle çıkıyorum kabrimden Sensiz günler söndürüyorum ben sarı küllüklerde Bir zamansızlık düşünün küfür bozan devrindeyim Düşüncelerim buz tutmuş, yürekte nefret kaynıyor Hep aldanış k/oylarının senfonisi aldatılan uslarda Dağlar kendine yandaş, sırların döşünde ruh ağlıyor Gövdemde kavga artığı bir bıçak, kandan geçmişim Sürgün türküleri dudağımda, gidiyorum kendimden Arama kalıntımı g/özlerimde, çürüdüm kendi çukurumda Umarsız bir ömrün cenderesinde hıncım isyanımı sarıyor Selahattin Yetgin |
Düşüncelerim buz tutmuş, yürekte nefret kaynıyor
Hep aldanış k/oylarının senfonisi aldatılan uslarda
Dağlar kendine yandaş, sırların döşünde ruh ağlıyor