Yağmur Yine YağıyorduBir güz mevsimiydi. Adının Güzin olduğu gibi mevsim de güzdü. İlk kez asıyorduk okulumuzu. Bıktığımızdan artık kitap arası mektuplaşmalardan. Buluşmaya karar vermiştik parkımızda. Birbirine dolaşıyordu ellerimiz. Ne yapacağımızı bilemiyorduk. O sırada başlayan yağmur yetişti imdadımıza. Gücümüzün yettiği tek şey olan Simitlerimizi ıslatarak. Nasıl yemiştik? O yağan yağmurun ıslattığı simitlerimizi. Dişleri dökülmüş yaşlılar gibi. O gün sözvermiştik birbirimize Nerede olursak, Kiminle olursak, meşguliyetimiz ne olursa olsun Yağan her yağmurda burada buluşacağız diye. o gün kararlaştırmıştık.Simitlerimizi yerken. Bizi deli gözüyle seyredenlerin gözlerine bakarak. Yemin etmiştik. Yağan her yağmurda simidimizi bu parkta yemeye. Buraya gelecektik. Deli deseler bile. Kaç kez geldim buraya inan hatırlıyamıyorum. Yağan her yağmur da. Kaç kez kuşlara doğradım sana aldığım simitleri. Kuşlar da yemiyorlar artık. Sözüne sadık olmayanın simidini. Simit onunla güzeldi. Onunla güzeldi simidi paylaşmak diyorlar. Yağan her yağmurda olduğu gibi Dün yağan yağmurda da ben yine buradaydım. Banklar aynı,ağaçlar aynı.kuşlar aynıydı ama; Eksik olan bir tek sendin. İliklerime kadar ıslanarak bekledim seni. Belki bu yağmur da hatırlarsın diye. Gelmedin..gelmedin...gelmedin yine. Her yağan yağmur da olduğu gibi ben yine buradaydım. Yine de geleceğim.Bıkmadan,usanmadan Şahitlerim ağaçlar,kuşlar oturduğumuz banklardı. Arap kızı camdan bakıyormuydu bilmem ama inan ki aşkım Bardaktan boşalmışçasına yağmur yağıyordu. Muammer Erdem |