0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1254
Okunma

Yaralarımızı sarmasını unutmuşuz sevdayla
dikenlerimizi gizlemesini bilmeyiz
dilimize kuşanınca
bıçak yarası
kokularımızı saçmaktan vazgeçmişiz
gözyaşlarımızı harcamasını bilmeyiz
gözümüze kaçınca
tavuk karası
acılarımızı paylaşmaktan korkarız
güvensizlik saklarız diz boyu
kendimizi kayırınca
akıl belası
korkularımızı büyüten yer ararız
omuzbaşı yaslanacak yar olsakta
serimizi yitirir
naçar kalırız
zorumuz vardır aklımızdan
mora taparız..
açılırız gölgeleşmiş benliğimize
saralı gecelerde yürürüz ıslık adımlı
ürkek şala bürünen sabaha
demir atarız..
dedi..
uyandırmadan karakedinin en ince tenini
sokuldu samur tüylerin
beklentisine banmadan..
histerinin albenisine kanmadan..
seni anlamak öylesine zor
öylesine çıkmaz sokak..
seni tanımak
ayaz tutmuş damların kızgın külleri üzerinde dansa durmak
seni yaşamak sensiz
bir gecelik kaçırmak
dellenmek
dur gitme dinle
şafağın ılık meltemine sarılıp
kırlangıç mevsimine göç etme..
nerede göçmenleşir
sığınırız bilinmez
nerede konaklar
sağılırız
sağaltırız
ağulaşan sancılarımızı
bırak şimdi yelkovanı akrebi
bırak salı salınışı
uzağı yakını
bırakılmışlıklar üzerinde kurulu
bir çatıya tavmısın?
fitmisin
kokerç kokulu zencefil gecelere..
doruğuna tırmanıp inmelere
gelgitlerle salınıp
dinmelere..
ayırdında mısın
aydın mısın
ay ayca
ak akça
dikenli teller üzerinde
seke seke var mısın?
tavlada düşeş atar mısın?
memelerin üzerinde amuda kalkar mısın?
söyle bana
benim karanlık sokağıma
mum olmayacak mısın?
benim boşluğuma dolmayacak mısın?
sararıp solmayacak mısın?
sarı sarı saralanmayacak mısın?
şarap şalap
dökülmeyecek misin?
kadehini dudağımda kırmayacak mısın?
söyle bana
susma
öyle
kara
kare
karaboşlukta..
Volkan Kemal
Bu şiirimtırak öykü, zamansız kararan, mumlaşmadan mumlaşanlara adanmıştır!
5.0
100% (1)