Yüreğim..
Bedenimin çarmıhında gerili yüreğim
Hakk ve Hakikatın aşkına yaralı yüreğim Yazılı kul varsa da, Allah adına turalı yüreğim Mekan olmuşsa bir’e, başka mekan olmaz yüreğim.. Arzular,istekler bedenimde ölümüne toplansa Kılıçlar, kamalar şiddetinde hücrelerime saplansa Ruhum bin çıkmazlarda alev ateşlerle kaplansa, Mekan olmuşsa bir’e, başka ateşte yanmaz yüreğim.. y a k ı ş l a r ı n da… Acılar dökülünce, sensizlik vadilerine yüreğimde Duman, duman olur ruh derinliğim giryan çağlayışlarına Dualaşır vuslat temennisi, lal olmuş dil dileğimde Seherlerde bülbüller sustu, sine-i çeşmim ağlayışlarına Bir feryat olmuş, figanı ahımın yankısı, yıldızlara dek Ah kır çiçeğim, ulaşılmaz Kaflarda, nadide dağ lalem Sensiz seyyare misaliyim, divane döndürür çarkı felek Çile mahzeninde, sönük umutlarda sen derdim, sen elem. Sevdan, kelebeklerin kanat ipeğinde sana uçuşan hayalim Ulaşmıyor ölüm pençesi hasretim, yıldırımların çakışlarında Yine ayazı esintiler atmosferinde, sen sol yanım, sen vebalim İçinde olduğun sinem, yine yangınlarda, yine yakışlarında… Aramışsın Duydum; hatıralarımızda aramışsın Uğrak yerlerimizi bensiz taramışsın Artık bil, sen beni sevdanla karamışsın İzlerimiz sır ile sinmiş sor, sineme. Sensiz yürümeye takat mi var dizlerde Sevinç, senle sahilde kaldı, yaş gözlerde Ulaşılmaz yıldızım oldun, gök yüzlerde Gizlerimiz sır ile sinmiş sor, sineme. Baktım ahu bakışında, damla sızılı Sen ruhuma zarfsın, bedenimle yazılı Canım ötelerden, rayihanı sezili Özlerimiz sır ile sinmiş sor, sineme. Tırpanışındayım ayrılık hatlarının Serpınışındayım kulaç ebatlarının Çırpınışındayım kartal kanatlarının Hızlarımız sır ile sinmiş sor, sineme. Aşkın derinlerimde, arama sığlarda Sen unutmuşsan eğer bulmazsın sağlarda Dinle yankılanıyor feryadım dağlarda Düzlerimiz sır ile sinmiş, sor sineme Yoldaş olduysam, yürüyüşümde iz kalır Sevdalandıysam yar, yüreğinde haz kalır. Gül, baharım senin, senden bana güz kalır Yazlarımız sır ile sinmiş sor, sineme. Güvendir Gülüm Özden benliğini kuyulara atan Topraklara teslim filiz, filiz biten Dikeni, gül yaprağıyla dalda tutan Candan geçip canana, güvendir gülüm. Sema boşluğunda, direksiz duruşun Boğazın, damarı bıçağa sürüşün Tatsız topraktan, lezzetlere erişin Candan geçip canana, güvendir gülüm. Ağaçlar, meyvede pişirir aşını Annelerin bakışında, rahmet ışını Yavrusuna bedel, verirken başını Candan geçip canana, güvendir gülüm. Gönül etten yapılı, beden merkezi Aşkı binler dert den süzüşlü, har özü Kerem, narında çekmediyse bir sızı Candan geçip canana, güvendir gülüm. Bil ki; hamdan erdiler, piştim diyenler Vefasızdan dem alır, düştüm diyenler Azrailsiz ölümü, aştım diyenler Candan geçip canana, güvendir gülüm. İki kutbun başındaki kışla, karı Boran Ahu zarıyla, çeker baharı Güneş renk, renk boyuyorsa nehari Candan geçip canana, güvendir gülüm Sevgiler kutsal, layık değil namerde Aşkını tartmaz, düşürür çıkmaz derde Serden geçip, ruhum ararsa her yerde Candan geçip canana, güvendir gülüm Seher yeli hep eser polen, dumanla Tüm galaksiler boşta yüzer, gümanla Akıl bu harikaya, idrak, imanla Candan geçip canana güvendir gülüm Söz Sana Yayılacaktır aşkımız dalga, dalga denizlerdeGüle koku, çiçeğe renk olacak benizlerdeGüneşler, yıldızlarla şahit olur en gizlerdeRuhlar kutsiyetinde olsun, söz sana bir tanem Hasretle bakışında, göz kapağım bulutlaşırAkar damla damla yanaklarda umutlaşırGöreceksin sevgilim bu sevdamız anıtlaşırAhlar kutsiyetinde olsun, söz sana nar tanem Sensizlik zulam, zulam sinemi viran eylemişAşkla dağları delip çöllere seren söylemişSevda narıyla yanan Aslı’yla Kerem böyleymişAhlar kutsiyetinde olsun, söz sana bar tanem Savruluyorum Sevdam Kanatlarıyla gelmek istedim kuşların Gözlerimde kaynağı kurudu yaşların Ellerin ellerimde o pembe düşlerin Harlı sevdasında kavruluyorum sevdam. Mühürledi bakışların sana sinemi Kalmadı sensiz hayatın hiç bir önemi Tufanlarına düçar ettin sol yanımı Dik duramıyorum, devriliyorum sevdam. Sevdan hançerinden sonra olur mu yara Kara kışlar dayım veda ettim bahara Adını sayıklıyorum atarak nara Bir sağa, bir sola çevriliyorum sevdam Fezada bir dilek tuttum sensin yıldızım Uzattım ellerimi kelepçeyse çözüm Nasıl vurursan vur yürekten dinsin sızım Dertli divanece savruluyorum sevdam.. Açılsaydı kader kalemi görseydim Mahrem makamlarda vuslatına erseydim Seraplara tek, tek gerçek seni serseydim Neden, niçinlerden sivriliyorum sevdam… Ey Resul Mevzu, Muhammed(s.a.v)olunca yıldızlar parlıyor Miraç seyrinde, galaksiler sistem derliyor Atomlar titreşir, kubbeler, gökler gürlüyor Okyanuslar uzaya, gök kuşağı sararlar. Minik dünyada, muhkem kaleler burçlar attı O doğunca, zulmün ateşi közünde battı. Beşeriyet sevgi, merhamet, kardeşlik tattı. Ülke, ülke kıtalarda dostluklar kurarlar. Eller artık paradan, vicdanlara atılı Ey Resul tek senle biter doğulu, batılı Fark kalmaz artık öteye, beriye itili Herkes kardeş; el, ele birlik marşı çalarlar Hakikatler, manevi iklimden sağıldılar Şeytanın şer şubeleri tek, tek dağıldılar Diktalar döktüğü masum kanda boğuldular Mazlumlar devlet, devlet zulme hesap sorarlar. Ah sultanım, Ali âba yok, kimler tünemiş Yüce Yaradan tövbe denen fırsat tanımış Demek ilke, bir kez dahaya ahır zamanmış Ruhani, Mesih-Mehdi’ ye dantelâ örerler. ANLADIM AHU ZARLA GEÇMİYOR SENELER AYRILIKTA PÜR GİRYAN SİNELER SENSİZLİK HER GÜN HÜSRAN YİNELER BOŞ BİR HAYAT HARAP ANLADIM GÖNLÜME EKTİN GÜLLER AÇILDI İREM BAĞINA NEŞVE SAÇILDI CENNET MİSALİ BADE İÇİLDİ Bİ SEN GÜZELLİK TURAP ANLADIM BURAM, BURAM RAYİHAN FEZADA ATMOSFERDE IŞIKLAR SIZIDA KADER TECELLİ LEVHİ MAHFUZ’DA DÜNYA DEĞERİ SERAP ANLADIM Aşkım Sevdanın karası beni mecnun ederse Ellerimden, çöllere bağlayıp giderse Viran diyarında bu gönül sen, sen derse İnleyişime koşar gelir misin aşkım …? Yıkılmış, metruk derin umutlar izinde Orkidem, resim olur musun gözümde Rayihanı nefes, nefes solusam özümde Ummanı sevdama hep dalar mısın aşkım Mahşere dek koysam yüreğimi eline Sinemden sızmış sevdan en derine Eğer şafak sökmezse, günüm seherine Nadidem, gül güneşim olur musun aşkım, İzini Sürsem kuytusunda diyarların Aşkınla yağmurusun benim baharların Şiddetiyle çok yakıyor, sevda harların Kollarıma, kolların salar mısın aşkım Irağımda olsan da hasretin çekerim Mevsim kurağında gözyaşlarım dökerim Filizi aşkını, kalp köşküme dikerim Dünyamda beni, bendençalar mısın aşkım... Sam Estin Ansızın Sam estin sineme, bir seher yeli Bahçem, bağım harap oldu ansızın. Boran,karlar, kasırgalar misali Düzüm, dağım harap oldu ansızın. İlk baharsız geçen yıllara döndüm Yapraksız, dikenli dallara döndüm Mızrapla kırılmış tellere döndüm Aşk merağım harap oldu ansızın. Şems kızıllığıyla aşkına yandım Dağ ten hası yamaçlara kapandım Gül bahçelerine tarla, tapandım Dur, durağım harap oldu ansızın Sen olmadıkça Dünyam bana yastı Ayrılık aşkımız bağını kesti Kalbimin köşkünde ruhumu astı Bu yüreğim harap oldu ansızın.. Yazarım Bil Senin sevdan dalgalansa gülüm Aşkla kulaç, kulaç yüzerim bil Tutsa elin, bırakmaz ki elim Bir ömür birlikte gezerim bil. Seher-ime badi sabah ol es Seni çeker ruhum nefes, nefes Bam başkasın, ne his ne heves Hayatıma aşkla yazarım bil. Gönül vefayla erer kemale Gönlüm bahçe eyledim, sen lale Koyacaksan, koy beni her hale Aşkın tılsımıyla çözerim bil. Kara sevda sabırla demlenir Dertdar çaresizlikle gamlanır Sönmüş alevler közle canlanır gecene yıldızlar dizerim bil.. Ne bir çiçek, ne de bir gül, sen baharımsın Gündüz hayalim, gece rüyam, seherimsin Tenime sinmiş, can pahası değerimsin Kaderim mihenk taşında sıkıyor beni Feleğim oldun çarkına kaptırdın beni Un ufaltıp rüzgarlara serptirdin beni Naçar divane, sevdana çarptırdın beni Deli, deli çekiyor sana, çekiyor beni Aşkım yıkıldım, aşkın yıkıyor beni... Tek Sevdanı Gönül İnsanın babası, Âdem’den bu yana Ateşi sönmeden, daim yana, yana Damla, damla iken; dönüşüp tufana Gönül; akıp giden, tek sevdanı gördüm Aşkın dalındayken, gülden güzel kokan Aslanken ceylana, mahzun boyun büken Bam teliyle tonlar, çileyle gam çeken Gönül; çekip giden, tek sevdanı gördüm Ansız bir bakışa, mazhar ahu zara Sınırsızca düşen, limitlerde dara Dikilse de dağlar, bendi kıra, kıra Gönül; yıkıp giden, tek sevdanı gördüm Issız çölde sere, alt eyleyen taşı Feda muradına, binler yiğit başı Gerçek harmanlayıp, bulutlardan düşü Gönül; döküp giden, tek sevdanı gördüm Bazen çöllere nüven, delice sürgü Gâh kör düğüm köze, alevlerden örgü Yazımsız kaide kuralın, sadece görgü Gönül; bakıp giden, tek sevdanı gördüm. Bir Leyla’sın yalnız, tevehhümde sonsuz Kiminde âlisin, kiminde ise densiz Gül bahçelerinde, dala harı ansız Gönül; yakıp giden, tek sevdanı gördüm TEK LEYLA 1 Sevdalara örnek, tam vefaydı Şıp sevdiklere, zıt cefaydı Tüm tarihlerde, bir defaydı Geldi geçti o, bir tek Leyla 2 Har gibi yaktı, sineleri Onun gibi yok, yineleri Ağlattı genci, nineleri Seldi geçti o, bir tek Leyla 3 Daha böyle hiç, doğdu mu ki Bu zamanlara, sığdı mı ki Sine sevdayı, sağdı mı ki Doldu geçti o, bir tek Leyla 4 Maşuka köle, esirlere Özgürlük oldu, kusurlara Vurulu damga, asırlara Yıl’dı geçti o, bir tek Leyla 5 Doğan aşklara, bir sabahtı Sevdaya sultan, kara bahtı Kafdağı tacı, sahra tahtı Çöldü geçti o, bir tek Leyla 6 Eşsiz hasreti, taş inletti Mecnun ismine, baş dinletti Sine köz gözde, yaş anlattı Dil’di geçti o, bir tek Leyla 7 Görünmedi hiç, eşi dengi Gerçek sevenin, şart mihengi Ölümsüzlüğe, gül rengi Çaldı geçti o, bir tek Leyla 8 O yaşamıştı, gönüller yazdı Sazlar sedayla, tele düzdü Dağlar yamaçlar, ona düzdü Soldu geçti o, bir tek Leyla Zarif Eyle Ya Rabbi İlim, irfan, izanla; takviye olmuş imana Ayet, hadis, içtihat; filiz salmış zamana Makro, mikro; teknikle; güman kalmış Rahman’a Maarif eyle Ya Rabbi; maarif eyle Ya Rabbi. Günah öze dağ basar, çırpınışlar ard, arda Nuru arıyor gözler; münkir der Allah nerde Güneşin bir ışığı; binler yıldıza perde Tarif eyle Rabbi; tarif eyle Ya Rabbi. Vahşet içinde beşer, evlada maktul baba Bin müskire kanmıyor , dadanmış esrar habba Yaşar hayatı hoyrat, vahşi hayvandan kaba Zarif eyle Ya Rabbi; zarif eyle Ya Rabbi. İslamiyet ne güzel, raiyeti güzellik Hangi ruhta kabulse, sirayeti ezellik Gördük yüzler yol gayri , ulaştığı rezillik. Arif eyle Ya Rabbi; arif eyle Ya Rabbi. 10- Sormasın Olur mu? Sen dalda yaprak değilsin Ki mislin yerine gelsin Hakk seni muhatap alsın Değer sormasın olur mu? Değer sormaz olur mu hiç. Değer sormadan olur mu? Kimdin ki geldin buraya İraden aldın araya Necisin nerden, nereye Diyar vermezsin olur mu? Kıyametle doğar fecir Yaptığın bütün şey ecir Kimi zahit, kimi facir Nur_nar kurmazsın olur mu? Hayatla her şey bahşeden Nankör azgını taş eden Sana tevhidi nakşeden O yar(server) sormaz olur mu hiç? Nebinin hep övdükleri Muhiplerin sevdikleri Kerbelada öldükleri Canlar sormaz olur mu hiç? Varken önünde bin imkân Tutsan kötülüğü mekân Kurtarman, tutulur yakan Diğer sorulmaz mı hey dost. 25.03.2012 5- Gerçek Dost Bakışı bahar, dönmez kışlara Yâdında dönüşürsün yaşlara Gurbetten, gurbete göçen kuşlara Sorar seni yar gibi gerçek dost. Cezbe olur cana katar canı Aziz âlidir olmaz deni Şefkat kanadına takar seni Uçurur seni yar gibi gerçek dost Diyar mesafesi olsan ırak Hasretin çekerek eder merak Dikenli dalına olur yaprak Sarar seni yar gibi gerçek dost Hicran olursun dertli halinde Hülyanı görür ikrar dilinde Mecnun olur Leyla çölünde Arar yar gibi gerçek dost ------------------01.10.2011 |
TEBRİKLER ...
KUTLARIM...
.....................................................SAYGIYLA SELAMLAR..