SEN YOKTUN
Sen yoktun,
Ben seni bekliyordum, Karanfil kokusuna hasret bir aşık, rüzgarına aşık bir yelken misali. Sen yoktun, Ben seni bekliyordum, Geçmek bilmeyen zamana inat. Esmer gecelerle sarı sabahların seviştiği anlarda buluyordum kendimi her defasında. Geceler, bir biri ardına sabaha varıyor, Güneş doğuyordu, her geceye bir hançer saplayarak. Ama sen, doğmuyordun. Sen yoktun, Ben seni bekliyordum, Bedeninin olmadığı bir dünyada, Bedenine ait bir yürek atışıyla. Sen yoktun, Ben seni bekliyordum, bir çocuk ürkekliğiyle. Ürküyordum doğmayacaksın diye. Doğ istiyordum. Sen yoktun, Ben seni bekliyordum, Zindanında özgür bir tutsak gibi. Zindanım ol istiyordum. Sende hapsolmak, Kazanılması imkansız bir özgürlüktü, biliyordum. Sen yoktun, Ve ben o gece son kez seni bekliyordum. Kararlıydım sonsuzluğa uçmaya. Kapatıp gözlerimi gecede, yeni bir güne açmamaya. Sen yoktun, Gücüm kalmamıştı artık, bekleyemiyordum. Tam gözlerimi kapatacaktım ki; Cennetten karşıma bir melek gönderildi. Şaşkındım… Sustum… “ Kapatma gözlerini, bekle, bak haziranın ilk sabahına “ dedi ve gitti. Dinledim onu. Bekledim sabaha kadar. Sabah oldu, Güneş, bu kez bir başka doğmuştu. Gökyüzü, yeni bir başlangıcı müjdeleyen kuşlarla doluydu. İçlerinden bir tanesi, aniden süzüle süzüle omzuma kondu. Kulağıma fısıldadığı iki kelime: “ O, doğduu “ Evet, Sen doğdun. Ve yıllar sonra beni bulduğunda, Ben zaten zindamı, Ben zaten aşkımı bekliyordum. Seni bekliyordum. Ve, Sen, doğdun. İyi ki; doğdun…. .......................................YUNUS HORUZ...................... |
tebrık ederım kardesım..