o kadarnöbet bekledim sabah akşam kelimelerin başında hüzün yazdı hüzün yağdı düşüme düğüm attım başına sonuna çözülmesin sevda şiirlerim o kadar dokudum gözyaşlarımla ismini kazıdım yüreğimin damarlarına demir cubukları kızdırdım alevimde damgaldım ateşinde kavrulsada ah etmedi yüreğim o kadar dilime ezberletim sevdamı seni söyledi türkülerde dertlenip ağladı söylenip dertlendi bir sen duymadın bir sen anlamadın o kadar hayra yordum rüyalarımı düşler kurdum sonra kendimde inandım gerçek sandım gözlerimi kapadım hayallerde sallandım o kadar isminin harflerinden örülmüş kulelere kapadım düşlerimi göküyüzünün en yükseklerindeydi tepesi saçlarımın tellerine dolan gel istedim yıkıldı kule kaldım altında yine de ah etmedim çırptım yalancı hayellerimi yeniden başladım sayıklamaya o kadar umutsuz bir sevda masalıydı kurduklarım bir çirkinin gözlerindeydi bakışlarım gözüme huri göründüde uçan rengarenk kelebek misaliydi sanki ömrü kısaymış anlamadım o kadar umrumda degildi laf söz öğütler dinlemez oldu akıl perilerim kimseyi başka harf tanımaz olmuştu yüreğim sevda yazdı sevda okudu düşlerde gerçeklerde o kadar bırakın iflah olmaz bir aşığım ben bana merhemde bulunmaz dermanda atın sevdanın kör kuyusuna yaşamak nefes almak bu derim ağlasamda hüzünlensemde sarmaşık gülleri gibiyim kırdıkça sarılırım yeniden söktükçe filizlenirim leyla oldukça kendimim o kadar MAVİ GÖZYAŞLARI 10 MAYIS 2011 SAAT:17: 17 |
sağlıcakla kalın