Mızıka...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 5 Mayıs 2011...
Şiirde bahsi geçen... Feza Sokak ve Çark deresi - Adapazarı Yazarken dinlediğim... bit.ly/jbKCZk Fotoğraftaki çocuk: Ron Goldstein bit.ly/k5iOjL Ve de mızıkam, meşhur Hohner’in marine bandı serisinden... Bir başka alanda ise, bu şekilde... bit.ly/kYD97c
Çocukluğumun hayaliydi,
Kimselere söyleyemediğim, Kimselerden beklemediğim, Sadece hayalini kurduğum, Hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini bildiğim, Kimseleri suçlamadığım, O masum hayalim... Bir mızıkaydı sadece... Nedense, Söyleyemedim kimselere... Hayallerimde çaldım mızıkamı, ve kendim çaldım ve kendim oynadım, Hiç kimselere anlatamadım... Belki paylaşmaya kıyamadım, Belki de utandım... Ama mızıkamı her daim çaldım... Kimseler bilemese de, Kimseler göremese de, Kimseler duyamasa da, O her daim orada, Ben neredeysem yanıbaşımda, Bir gizemli tınıydı her an aklımda... Gözlerimin kapanışıyla hemen karşımda, Boş ellerim de kavranışıyla, Ağzımda ki garip tadıyla, Burnumda tütsülü kokusuyla, Tenimde hoş dokusuyla, Kulaklarımda ki hiç çalınmamış notalarıyla, Orada, her daim yanımda... Paylaşamadım ben, Anlatamadım... Bilmiyorum ki neden... Ayıp değildi oysa, Kimse kınamayacaktı kanımca, Yine de diyemedim babama... Bana bir mızıka alsana... Söyleseydim aslında, Kimbilir, alacaktı belki de bana... Nedense, Söyleyemedim işte... Bir çocuk duruyor sokakta, Bir derenin kıyısında, Ayakta ve tek başına... Saçları dağınık, Kalbi kırık, Aklı karışık, Bakışları alık, Gözleri bulanık, Sesi kısık, Hıçkırarak ağlıyor çocuk, sessizce, Kimseler duymasın istiyor, Kimseler bilmesin, Kimseler görmesin... Gönlünce, doyasıya ağlasın bir köşede... Kulaklarında hüzünlü notalarıyla, Aklındaydı o gizemli mızıka, Hiç gönlünce çalamasa da... Yine de hayallerinde idi 38 yıl boyunca... Şimdi 38 yıl aradan sonra, Yine o çocuk, yine o dar cadde de, Yine o derenin kıyısında, Ve yine tek başına... Aklar var artık o dağınık saçlarında, Titriyor yorgun kalbi heyecanla, Aklı halen karışık, Bakışları parlak, Gözleri güneşli ve açık, Sesi tok, titrek, Yine ağlıyor sessizce... Ama bu seferinde, Kavuşma ümidiyle... Gözleri yolun sonunda, Kulakları kesik ve dik, Kendisi ayakta, Kolları yanlarında, Avuçları havada, Az kaldı, çok yakında... Sarılacak asırlık mızıkasına... Kimseler bilemese de, Kimseler göremese de, Kimseler duyamasa da, Çalacak tek başına ormanlarda... Ondan mutlusu yok şu anda, Mızıkası halen aklında... Çok değil az sonra, Olacak inşallah avuçlarında... |