İŞ İŞTEN GEÇERSESen ne bilirsin, ne bilirsin acıyı tatlıyı, Yokluk nedir bilmemiş, acı çekmemişsin, Sen ne bilirsin, ne bileceksin insanlığı, Dostuna dost dememiş, acı görmemişsin, Bir elin yağda, bir elin balda yalanırken, Ne bileceksin sen, yokluğu zenginliği. Altında son model cipler, cepte dolarla, Zevk sefa içinde dolaşmışsın, Yanında, esmer sarışın güzeller ile, Motel pavyonlar, kapatmışsın, Yaşamısın hayatını doyasıya. varlık içinde, kadın kız ile “yaşamışsın, “ Onun için bilemezsin, fakirlik yokluk deneni. Sen,hiç tanışmamışsın, açlığı fakirliği, Sen, bar gazino,gazino dolaşmışsın geceleri, Yanında, sarışın esmer kızlar ile, Düşünmemişsin, savurduğum çil,çil dolarları, Sen, zevke sefaya savurmuşsun onları, Düşünmezmişsin, bir gün bunlar biter diye. Satıp savmışsın sen, hep o atandan kalanları, Har vurup, harman savurmuşsun kazanılmışları, Demezmişsin, dedem nasıl kazandı bunları, İşte, işte onun için bilemezsin açlığı fakirliği, Hala kelle kulak yerinde, gezersin caka satarak. Oysa gün gelir,vurursun kafana ah vah diyerek, Dersin sen, ben ne yaptım diye dövünerek, İş İşten geçmiş olur, yokluk vurdurur senin kafana Ah, ah ben ne yaptım, şu eşek kafamla diyerek, O yokluklar, kafana bir gün vurdurur da, İşte o gün, iş işten çoktan geçmiş olur. Ağlar dövünürsün, o zaman yana,yana söylenerek. Gel beni dinle, yeyip içmekle varamazsın bir yere, Biraz da iyilik yapmayı dene, yaşadığın o yerlere, Güldürme kendini, bu nasıl insan diyenlere, Yaşadığın zaman fanidir, gerçek zevkler ahiretde. |